orijini avrasya ve turko-greko olan bir kültürün, yani sentez yapıdaki bir kültürün başka kültürlerden üstün görülmesi gerekirken neden ortaya atıldığını hiç çözemediğim "batılılaşma" hedefi ile eziklemesi durumudur.
asimilasyonlar hariç dünyanın hiçbir yerinde birbirinden bu denli farklı iki kültür yapısının aynı potada erimişliği yok. bizim bu coğrafyada 1000 yıldır inşa ettiğimiz insani değerler, kendi içerisinden medeni ve uygarlığa öncü hikayeler çıkarabilecek kudrette. burada yeni osmanlıcılık oynamaktan bahsetmiyorum gencolar.
tarihte eşi görülmemiş medenilikte türk şehirleri de vardır. semerkand, buhara, anadolu selçuk dönemi büyük birer kültür birikimi. hülasa bizim batı toplumlarının dikta ettiği demokrasiye de, hukuk sistemine de, insan haklarına da ihtiyacımız yok. bizim de bunları kendimize göre dizayn edecek kudretimiz ve birikimimiz var. eğer buna ihtiyacımız var derseniz düşeceğimiz hezeyan bellidir.
nitekim her türkün içinde batı'ya karşı bir eziklik bulunuyor. batılı yaşam tarzının nasıl bu kadar üstün görülüyor olduğunu anlamak güç. halbuki her toplumun kendi içinde diğerleri ile eşit miktarda bozukluk bulunur. buna gaflet ve cehalet derecesindeki ısrarla "batılılaşma" olayında takılmamız çok gülünç.
ben bunu topraklarımızda 1. kalite tütün yetiştirebilecekken amerikan menşeili sigara ve tütüne muhtaç edilişimize benzetiyorum. ve böyle hikayeler daima çok üzüyor beni. dünyayı değiştirmek, bulduğumdan iyi bırakmak istiyorum. ve benim de bildirge yazacak, altın çağ yaşayıp yaşatabilecek, dünyayı değiştirebilecek bir kültürüm var. çünkü ben iskit'im. ben sümer'im. ben selçuk'um. ben türk'üm.