gece kulübünün bir tanesinde 30 ağustos etkinliği esnasında, rus dansçı kızların ve türk kızlarının üzerilerinde "türkiye" (altında ay yıldız) şeklinde giyinmeleri üzerine, kulüb hakkında soruşturma açılmasına vesile olan kanun.
ben bu kanun konusunda tek karşıt kelime dahi edilmemesini hiç anlamam.
hangi kutsalımız, kırmızı çizgimiz kaldı? avrupa'lılaşan türkiye neden bazı değerlerini hala kutsal olarak görmeye çalışıyor? atatürkçülük öldü! diye bağıranlar neden kolayca değişecek şeylerden başlamıyorlar işlerine?
bayrak kutsaldır.
eyvallah.
ama vatan daha kutsaldır.
haksız mıyım?
bugün ahmet türk'ler mecliste askerimize laf atarken, "kesinlikle laik sistemi değiştireceğiz. cumhuriyetin sonu geldi" diyen cumhurbaşkanlığı koltuğunda dururken allah rızası için neyimiz kutsal kaldı?
hanımı da türbanlı, "giyim özgürlüğü" iddiasından hiç de geri adım atmaz...
kıbrıstaki beceriksizliklerin, amerika ile olan bu nahoş ilişkilerin ardından neyin kutsiyetinden bahsediyoruz da bayrak da bayrak diyoruz?
il yönetimlerinde istiklal marşını bile okuyamayanlara ses çıkartmazken, gelmiş bir eğlencede, bayrağa bakarak mutlu olan insanların, eğlenen insanların eğlencelerine laf ediyoruz.
-
o kadar aydın geçinen, "kemalizmi kaldıralım" "anayasayı renksizleştirelim" "insanların giyimlerine karışmayalım aman türban aman türban" diye yırtınan tosbağa var, bir tanesi de çıkıp bu bayrak kanununu eleştirmiyor...
neden acaba?
samimilik için ne güzel bir ayraç olur değil mi? sen türbancı mısın, özgürlükçü müsün diye ayırırız insanları.
