Medyomluk fenomeni ile ugrasanlarin bu bilgileri daha iyi incelemeleri tavsiye olunur! Bircok, kendini "Channeler" olarak tanitan kisiler bu aciklamalardan sonra bir daha yayin yapmamislardi. Cünkü bircogunun mesajlarinin birbirine cok benzedigi ortaya cikti. Channeling olarak gelen mesajlarin icerigi ve kaynagi gercekten cok ciddi bir sekilde incelenmeli ve ayrica mesajlarin Yeni Dünya Düzenine faydali olup olmadigi göz önünde bulundurulmalidir.
The Sydney Morning gazetesinin 21.Mart.1983 yayinladigi haberde, Sovyetlerin insan aklini ele gecirmeye calistiklarina dair yayinladigi haber etrafa korku salmisti. Yazilan haber eski olmasina ragmen Sovyetlerin bu teknolojiyi ne kadar zamandir gelistirdigine dair önemli bir isik tutyor. Sovyetlerin kullandigi islemciler daha önce belirttigimiz gibi dünya dilleri, lehceleri ve anlamlari ile yükleniyor ve objektif programlarla birbirlerine baglaniyordu. Ancak biz artik Sovyetlerden bahsetmiyoruz! Bahsettigimiz sey "Birlesmis Milletler", yeni dünya düzeninin organik islemcilerini halen gerekli bilgilerle yüklüyorlar.
Köse yazisini yazan editör, haberin es gecilmeyecek kadar önemli oldugunu belirtiyordu. Sanirim bu mega-akil-kontrol-programini yapanlar bu programi farkinda olmadan bir organizasyona satip tüm insaligin kölelesmesini saglayabilecek bir temel yarattiklarini göremiyorlardi. Sadece 1983 ten günümüze bu programin ne kadar gelistirilmis olabilecegini bir hayal edin!
Yapay Düsünce ve IletisimAsiri ilerlemis olan teknikler bizleri Mavi Isin Projesinin ücüncü basamagina dogru götürüyor.
Proje telepatik ve elektronik olarak güclendirilmis cift-yönlü iletisim metodu ile ELF, VLF ve LF dalgalari her kisiye ulasacak ve akillarinda sanki tanrilari onlara dogrudan ruhlarinin derinliginden konusuyormuscasina ikna edici bir his yaratacak. Bu dalgalar uydulardaki islemciler tarafindan su ana kadar dünyadaki her insani, onun dini, dili ve kültürü hakkinda topladigi bilgilerle etkileyecek. Dalgalar dogal düsüncelere yatay olarak isleyip "yaniltici yapay düsünceler" dedigimiz olayi yaratacak.
Bu tip teknoloji 1970, 1980 ve 1990 larda insan beyni üzerine yapilan arastirmalarda beynin tipki bir bilgisayar gibi calistirilabilecegine ve nasil manipule edilebilecegini göstermektedir. Bilgi yüklenir, isleme konulur, integre edilir ve verilen karsiliga görede sistem programlanir. Akil Kontrolörleri bilgileri tipki ayni yolla ellerindeki islemciler sayesinde gramer degisikligi yolu ile manipule etmektedirler. Ocak 1991 de, Arizona Üniversitesinde sunulan "The NATO Advanced Research Workshop on Current and Emergent Phenomena and Biomolecular Systems" konferansi ne icindi? Sunun icin: bilim adamlari, bilinmeyen kaynaklar tarfindan finanse edilen arastirmalarinin yanlis ellerde potansiyel birer silah olarak kullanilabilecegi hususunda uyarilmak istenmisti.
Buluslari sayesinde ABD coktan körlerin tekrar görmesini, sagirlarin tekrar duymasini ve felclilerin tekrar yürümelerini saglayan iletisim aygitlari üretmisti. Aygitlar kurtulusu olmadigi belirtilen hastalari agrisiz ve nestersiz sekilde iyilestirebilme özelligine sahip. Bu yazdiklarim Bilim-Kurgu degil "gercek"! Bu yeni iletisim aygitlari insan beynine ve nörolojik sistemlerine ULF frekanstaki radyasyon dalgalari ile yeni bir bakis acisi ile bakmamizi sagliyor. Bu aygitlarin bazilari CIA ve FBI tarafindan suan kullanimda. Ancak bu aygitlar asla hastalari iyilestirmek icin kullanilmayacak cünkü bu Seytan cagi düzeni icin uygulanan ajandaya ve onun kuklalari olan ABD hükümetine aykiri. Yurt icinde, bu yeni aygitlar, yeni dünya düzenine karsi grup veya kisiler üzerinde kullanilarak iskence ve suikast ile ortadan kaldirilmalari saglaniyor.
Sistem "Manchurian Adaylari" yaratiyor. Halk kimin terörist veya iyi oldugu konusunda manipule ediliyor. Bu sistem sayesinde yeni bir "köle" halk tipi yaratiliyor. Uluslararasi denemler ele gecirilmis ve beyni yikanmis kisiler tarafindan ABD, Kanada, Ingiltere, Avustruralya, Almanya, Finlandiya ve Fransada yürütülüyor. Ayrica, Ingiliz Bilisimci Bilimadamlarinin akil almaz intihar serileri ve ölenlerin American Ordusuna olan baglantilari cok ilgi cekicidir.
Simdi karsimiza cikan soru su: herhangi bir hükümet, kurum ve sirket bu tip korkunc teknolojileri insanliga karsi gercekten ve bilerek kullanabilirlermi? Cevap, tabiki EVET!
Hükümet ajanlari ve bunlara bagli olan sirketler yeni dünya düzenini kurmak ve halki tamamiyle kontrol edebilmek icin gereken her türlü yola basvurmaktan kacinmamaktadirlar. Neden sorusuna gelince: Sadece bir sey icin, egerki halk korkunc eylemlerle korkutulur ve güvenliklerinin tehlikede oldugu hissi verilirse, halk sizi yeni koyacaginiz "fasist kanunlara" karsi desteklemekten baska bir sey yapamaz. Bu yolla halk silahsizlandirilir, tüm kisisel bilgileri ele gecirilir ve halka tüm bunlarin sadece güvenlikleri icin oldugu söylenerek kandirilirlar. Ikinci olarak, onlarca yillik politikanin ve sosyal yasamin bugünkü hali ile yeni sisteme adapte olamayacagindan dolayi yeni ve alternatif ideolojiler ile degistirilmesi önerilir. Tabiki alternatif sistem coktan planlamistir! Bu yeni alternatif sistemin adi Yeni Dünya Düzenidir ("New World order") ve halkin güvenligi ile gönülden hicbir iliskisi yoktur.
George Bush bir röportajinda "Dudaklarimi okuyun: korku herzaman güclü elitler tarafindan halki kontrol altinda tutmak ve yönetmekicin kullanilmistir" demisti.
Seytan in yandaslarina ogrettigi "böl ve yönet" sistemi küresel bir sekilde uygulanmakta ve her kisiyi güvenliginin risk altinda olduguna ve etrafindaki herkesi potansiyel bir suclu olabilecegine dair inandirmaktadir. Tabiki bu tamamiyle "akil kontrölüdür"!
MAvi Isin projesinin derinlerine inebilmek icin psikolog James V. McConnel in 1970te yayinladigi aciklamaya bir göz atmaliyiz. Demistiki: "Kisiler algi yeteneklerinin uyusturucu hipnotizma ve cevresel manipulasyon sayesinde bir "ödül veya ceza" sistemi altinda neredeyse tamamiyle kontrol altina alinabilir. Bu sayede halk pozitif bir beyin yikama yöntemi ile dramatik ve cok hizli bir kisisel ve karakteristik evrime ugratilabilir.
Baska bir psikolog, bir aciklamasinda: "Bizler dogumumuzdan itibaren toplum ne istiyorsa yapmak icin egitilmekteyiz! Aslinda kendimizin ne yapmak istediginin bir anlami veya önemi yoktur. Bunun sebebi elitlerin ellerinde bu teknolojiyi barindiriyor olmalaridir. Kimseye kendi öz kisiliklerini gelistirme hakki taninamaz!" Bu aciklama ve fikirler cok önemli bir temel teskil etmektedir, cünkü bu temeller bugün birlesmis milletler tarafindan kullanilmaktadir ve kimsenin kendi öz kisiligini kesfetmesine izin vermez. Aslinda kimsenin kisiliginin sirf toplum kendisini anti-sosyal görüyor diye degistirmesine dair bir düsünceye kapilmasina gerek yoktur. Her birey yeni bir kisilige bürünme veya bürünmeme haklari olduguna dair bir dilemmadadir. Haklar hayal ürünü kavramlardir! Böyle bir hakkin varligi üzerine tartisilamaz bile.
Bu aciklamalardaki önemli husus, yenin dünya düzeninin suanki sosyal sistem üzerine oturtulacagidir. Yani eski inanislar artik "eski ve yanlis" olarak nitelendirilecek ve insanlar yeni inanisa davet edilecek. Halen eski inanisa bagli olan kisiler ise yeni inanisa gecmis olan toplum tarafindan dislanmaya baslanacaklari icin yavas yavas degisime ayak uydurmaya baslayacaklar. Yeni inanisa gecmis olanlar ise aslinda sadece yeni dünya düzenine gercekleri bilmeden destek olmus olacaklar.
Bu simdiye kadar tasarlanmis en büyük "Akil Kontrölü" projesi olabilirmi? NASA nin Mavi Isin Projesi, yeni Dünya Düzeni´nin en öncelikli görevidir. Sizlere bu bilgileri es gecip kenara itmeden evvel dikkatlice okumanizi ve arastirmanizi tavsiye ediyorum.
Gösterilen raporlari dahada incelersek, akil kontrölü operasyonlari icin kullanilan ve Pasenda/Kaliforniyada yerlestirilmis olan insan sinir sistemi ile ayni frekansta yayin yapan bir sinyal sisteminin Loral Electro-Optical isimli firma tarafindan dikilmis oldugunu buluyoruz. Loral firmasi ABD ordusunun savunma sistemleri icin anlastigi en önemli firmalarindan biridir. ABD Hava Komutanligindan General Leonard Perez, Loral firmasina düsman askerlirinin akillarina mesajlar yerlestirip kendi "super askerlerini" düsman hattina rahatca sokabilmek icin gelistirilmesini istedigi bir teknolojiyi arastirmalari icin bir siparis vermisti. Gelistirilen cihaz elektromanyetik radyasyon yaratarak gigahertz frekansinda ELF (extreme low frequency) modulasyonu olusturuyordu. Cihaz uzak mesafeden insanlara psikolojik ve fiziksel iskence yapma amaci ile yapilmisti.
Bu tarz silahlarin 1970lerde Greenham Common hava üssünden bir ingiliz bayana karsi uygulandigina dair dava acilmisti. Silahin gönderdigi isinyaller dogrudan isitme sinirlerini etkiliyor ve kisinin kendi düsüncelerini dahi duyma yetisini yok ediyordu.