Destan aslen 10.000'lerce yıllık bir inanç olan ve günümüzde dahi devam eden Tengricilik inancına ışık tutmuştur. Bilinen en eski edebi türlerden biridir Yaradılış Destanı, Altay dağlarında söylenegelmiş bir destandır ve daha sonra kaleme alınmıştır. Tüm Türk destanları arasında üzerinde en çok yoğunlaşılan destandır Yaradılış Destanı çünkü bir milleti,bir tarihi hatta 10.000' lerce yıldır inanılan bir dini yansıtır.
Araştırmalara göre Tengricilik orta asyada insanlık var olduğundan beri vardır. Ya da daha somut bir şekilde Türklerin Berring boğazını geçerek Amerika kıtasına geçmeleri ve orda bir topluluk oluşturmalarından sonra bile bu inanç devam etmiştir. Kanadalı bir bilim adamı Kızılderililerin yada Amerikalıların söylediği şekilde ilk Milletlerin konuştuğu dil orta asyadan gelmiş Atabaşkan Türkçesidir.
ilk başta herşeyden önce,var olan herşeyden önce sonsuz bir deniz vardı. Türk inançlarındaki Göktanrı ve Kayra Han aynı varlıktır. Ve tanrı Kayra Han denizden gelen sese kulak verdi,deniz ona şöyle diyordu:yarat. O da kendisine benzeyen bir varlık yarattı ve adını da kişi koydu. Kişi muzipti, eliyle suyu dalgalandırdı ve Kayra Hanın yüzüne su sıçrattı ve bunun üzerine de kendini Kayra Handan büyük sandı. Daha sonra Kayra Han kişiye suya dal ve toprak çıkar dedi. Kişi toprağı çıkardı. Kayra Han bunu suyun üzerine serp ve yer olsun dedi. Böylece yeryüzünü yarattı. Kayra Han kişiye tekrar toprak çıkar dedi. Kişi suya daldı ve bu sefer kendi içinde toprak yaratmak istedi bu yüzden 2 avuç toprak aldı ve bir avucunu ağzına atarak sakladı. Kayra Han kişiye tekrar toprağı suya serp dedi ve yine yer olsun dedi. Bunun üzerine serpilen toprak ve kişinin ağzındaki toprak büyümeye başladı. Bunun üzerine can havliyle kaçmaya başladı ama Kayra Han her yerdeydi. Kişi yalvardı ne olur Tanrı boğulacağım diye feryat etti. Tanrı toprağı ne için sakladığını sorduğundan doğruyu anlattı. Öyleyse at ağzından ve kurtul dedi Kayra Han,kişi de kurtuldu. Kişinin ağzından çıkan topraklar dağları ve tepeleri oluşturdu.
Ardından Kayra Han kişiye şöyle der: Sen kötülük düşündün,bana karşı geldin günahlısın bundan sonra sana uyanlar senin gibi kötü bana uyanlarda pak (temiz) bir kişi olacaktır. Sonrada kişiye erlik adını verdi.Ardından yeryüzünde kuru bir ağaç yetişti Kayra Han bu ağacı dallandırdı yaprak verdi ve bu ağacın 9 dalından 9 millet türesin dedi. Erlik bu 9 milleti istedi ve Kayra Han sert bir şekilde reddetti. Erlik dargın bir şekilde insanların arasına dalar ve onları izler. Onların sadece bir taraftaki ağaçlardan meyve yediğini görünce şöyle dedi:neden bu taraftakilerden yemiyorsunuz? insanlar tanrının o taraftaki ağaçları yasakladığını söylerler. Erlikte bunu fırsat bilerek tanrının onlara yalan söylediğini asıl tatlı meyvelerin o ağaçta olduğunu söyler. Orada ilk iki insan vardır: Törüngey (Doğanay) ve Eje (Ece),Doğanayı ikna eden Erlik yılanın ağzına girer ve meyveden yer.Ardından da onlara yemelerini söyler Ece dayanamaz ve meyvden yer ve Doğanayında ağzına götürür. Bunun üzerine ikisininde tüyleri dökülür (yada çıplak kalırlar) ve utanarak kaçarlar.
Bu olay üzerine Kayra Han öfkelenir ve ilk cezayı yılana verir ve lanetli bir hayvan kılar. (Bugün bile yılanın kötü bir hayvan olduğuna ilişkin birçok atasözü bu olaydan gelir) Daha sonra Eceye döner ve sen de bundan sonra çocuk doğuracaksın ve acısını tadacaksın der. Son olarak Doğanaya döner ve sende çocuk yetiştireceksin der bundan sonra ben yaratmayacağım siz türeyeceksiniz der. Bu çiftin 9 oğlu ve 9 kızı olur bütün insanlıkta bu çiften türerler. Ve son olarak olayı inşa eden Erlik Hana,Kayra Han sorar benim insanlarımı neden yoldan çıkardın? Erlikte sen istediğimde onları bana vermemiştin bende onları senden çaldım bundan sonra da neyin varsa çalacağım diyerek yine hata yapar ve büyüklenir. Kayra Handa artık onun cezasını verir ve ışıktan yoksun olan yedi kat yerin dibine gönderir. Bugün hala kullanılan utançtan yedi kat yerin dibine girdim sözü buradan gelir. En son olarakta türeyecek olan 9 millete ceza verir ve kendi yemeğini kendilerinin elde etmelerini ceza olarak verir. Ayrıca Kayra Han bundan sonra insanlıkla konuşmayacağını oğlu Gök Oğulu göndereceğini söyler.
Erlik yerin yedi kat altından Gök Oğul ile irtibata geçer ve Kayra Hanla görüşmek istediğini söyler. Gök Oğul babasına bunu söylediğinde aldırış etme o da 60 yıl yalvarır Erlikle konuşması için.Kayra Han en sonunda yaptıkların vazgeçmesi şartıyla yanına kabul edeceğini söyler ve Erlikte kabul eder. Ve Erlik yine ihanete düşerek gökleri kendi imparatorluğuna katar ve yeryüzündeki insanlara zulmeder. Erlike başkaldırıp başaramayan Ulu kişi Kayra Hanın yardımıyla savaşı kazanır ve gökleri darmadağın eder. Böylece yeryüzünün şekli değişir ve önceden dümdüz olan yeryüzü bundan sonra kayalıklı bir hale dönüşür. Erlik yeniden yerin yedi kat dibine sürüldü ve son bir dilek olarak Kayra Handan ölmüş kişilerin ruhlarını istedi Kayra Han razı gelmedi. Son olarak Kayra Han yardımcı ruhları (yani bir nevi melekleri) dünyaya iyiliği göstermek ve kötülükten uzak tutmak için gönderdi.Ve destan burada biter. Destandan anlayacağınız üzere Kayra Han yaratıcı,Erlik Han bir nevi islam dinindeki şeytan,Doğanay ve Ejede ilk insanlardır. Ayrıca çok önemli bir noktada Göktanrı ile Kayra Han aynı varlıktır.