istisna üzerinden gitmeyi sevmem ama türkiyede kayırmacılık ve kakistokrasi yüzünden doğan şu ortamda kabinede bakan, mecliste vekil, bakanlıklarda müsteşar vesaire konumdaki büyükbaşlar aç kalmamak için asgari ücret yada ayda 1000 - 1200 liraya çalışan bazı insanların kesip attığı tırnak olamazlar...
evet 1 aylık emeği 840 lira etmeyecek adam da çok ama ondan daha fazla sayıda aldığı nefes bile zarar tip var bu ülkede...
burada üniversite sınavlarında, kamu personel sınavlarında "özellikle" son 10 senede neler döndüğüne, bazı illerin aniden (geneli doğu ve güneydoğu anadoluda) astronomik / geometrik şekilde artan sınav başarı oranlarını hep yazdık...
konsolosluk görevlisi diye tayin edilen lise mezunu dil bilmeyen karı kocaya tercüman tutulmasını hep yazdık...
maliye bakanı koltuğundaki adamın twitter üzerinde dalaştığı ekonomiste laf ebeliği yapmaya çalışırken ekonomiyi geçtim, bakkal hesabı yapmaktan aciz olduğunu açık etmesini...
daha bir alay hikayeyi yazdık...
bir gün her şeyden bıkarsam çok "müslüman" eski bir siyasinin bildiğin gerizekalı (hakaret amacıyla değil düşük IQ'lu donuk biri) yeğeninin nasıl "uzman" göz doktoru yapıldığının hikayesini de yazıcam...
bunlar olup biterken sessiz sedasız seyretmenin bedeli de 840 liraya çalışıp sadece kendi geleceğini değil çoluk çocuğunun geleceğini de karartan insanlar suçludur.
zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyleri yokken bu düzene isyan edemeyecek kadar korkak oldukları için suçlulardır...
beğenmediğiniz amerika bile sınıf mücadelesinden geçmiştir. 20. yüzyılın ilk yarısında çok sayıda işçi hareketi olmuş, emekçiler sayısız kurban vermiştir. ama neticede bugün amerikada kimse saati 1,5 dolara "çalışın" demeye de cesaret edemez...
koyun gibi melediğiniz sürece 3 kuruşa çalışırsınız, ciğeri 5 para etmez herifler de yedi ceddiyle beraber saltanat sürer...
siyasetle ilgilenmemenin, korkaklık etmenin cezası hırsız ve ahmaklarca yönetilmektir...