Zordur içine kapanmak. Bir zamanlar içi içine sığmaz biriyken içini küçücük bir bedene hapsetmek. Umutsuzluğun her parçanı toz zerresi kadar küçültmesi ne acı.
gün gelir dersin ki hep ben mi üzüleceğim. isyan çığlıkları koparır için. Kalbinin her atışını depremdeki korkunç ses gibi duyarsın. Sonra dersin ki neden hep mutsuz olan ben olmak zorundayım. Hayatının içine eden insanlar çoktan yolunu bulmuş, mutluluk denen lokmanın hepsini senin boğazından alıp tek hamlade yutmuştur. Sana kalan kırıntıları yemeye kalksan boğazına takılır. Nasıl bir haktır bu? o lokmayı hakeden senken, senin hayatın sikilmiş ve acıyı çeken senken mutluluk sofrasında aç kalan yine sen olmuşsundur.
hani adaleti sormak bize düşmemiş. dünyanın kanununu çözecek biz değiliz. ama böyle böyle soğuyor insan hayattan. yeri geliyor büyük bir suç işlemiş gibi insanlarla göz göze bile gelemiyorsun bir yolda, bir caddede. gözlerdeki o feri kıskanıyorsun. yalnızlık zahmetli iş. Büyük lüks...