ya da sigaranın matah ve yüce olduğu bilinci uyandırılan ülkelerde sigara içenlerin değil bunlara kananların cahil olması durumu vardır.
mesela sanat filmlerinde öyle ufak cızırtılı bir sessizlik vardır sahnede bir çakmak sesi gelir ardından bir nefes sigara çeker içine sanki kulağının dibinde sana tahrik uygular gibi bir hayli içlidir sonra üfleme sesi gelir bir derin düşünceye dalar oyuncu.
-sahne bir kestik;
işte budur arkadaşlar bizler sigaraya yönelten sebepler istemdışı bilinçaltı yöneltilme durumu.
mesela benim de söylediğim bir şey var o da şudur; bir kadının ellerine sigara yakışmıyor. kimseye yakışmıyor aslında ama bir kadına hiç yakışmıyor zerafetini bozuyor benim gözümde. yanına oturuyor ağzı kokuyor mesela elleri kokuyor dokunma bana diyesin geliyor. ama kadınlara bu eğilimi aşılayan da bazı sebepler vardı işte o da audrey helpburn afişi mesela kürk giymiş sosyete kadınların sipsiye takılı sigara içmeleri ya da bu tarz algısal görüntüler kadını da sigaraya yöneltti. ya da siyah beyaz resimlerde fotoğraflarda ya da kadıncı hareketlerde erkeğe aşık atma güdüsü ile ve yahut entellektüel postmodern bazı akımlarca elde edilen her türlü görsel işitsel yani algısal durumlarda sigaraya entellektüel atıfta bulunan her şey.
oysa amerikan dizilerinden bir tanesinde geçen diyalog:
-sen sigaramı içiyorsun_
-yıl 2012 sigara içen mi kaldı!
işte bu tarz baskılar insan hayatını yönlendirir. bunlar sanmayın ki bilinçsiz yapılıyor ve sanmayın ki alt tarafı dizi ya da filmdir.
arap ve islam fobisi de kırk haramilerle başladı bu dünya da sen hala yok artık yuh artık de.
