enteresan tartışmaların döndüğü ilandır. tek satır yazdık, şerefli ordu eşşek vurmaz dedik, sanırım eksik anlaşıldı ki bir sürü artı oy almış.
devlet aklı diye bir şey var. devlet aklı başka bir şey. kısa yazmaya çalışacağım.
1. kaçakçılık yapmanın cezası, insanların üzerine uçakla bomba yağdırmak değildir. bu aciz bir devletin işidir. devlet dediğin, koridor olmaz, yol geçen hanı olmaz. sınırı kontrol edersin, kaçakçılık yapanı da tutar kolundan içeri atarsın.
2. kaçakçılık yolu olan bir sınırda, devlet geçenin kaçakçı mı terörist mi olduğunu bilmiyorsa, o sınırı çoktan kaybetmiş demektir. devlet, fiili olarak bir durum ortaya çıkmışsa bile, o sınırı hangi saatte kimin kullanacağını her seferinde bilir. bilmiyorsa, orada bir devlet var demek kandırmacadır.
3. kendi sınırında, başka istihbarat servislerinin yanlış yönlendirmesiyle kendi kaçakçısına bomba yağdıran ordu şerefli bir ordu olmaz. o ordu, olsa olsa abd'nin taşeronu olur. şerefli ordu, sınırını aslanlar gibi korur, gerekirse önleyici vuruş hakkını kullanır, sınır ötesi konuşlanır ve kendi güvenliğini kendisi sağlar.
4. şerefli bir ordu, bölgesindeki müslüman kanı karışmış petrolün güvenliğini değil, evlatlarını silah altına aldığı milletin haklarını korur. egemenliğini korur.
daha çok şey yazılır. şimdi söylesin benim ülkücü kardeşlerim:
Şerefli dedikleri ordu, amerikan istihbaratına alet olup, türkiye'nin her türlü uluslararası sahada zor durumda kalmasını sağlayacak şekilde, kaçakçıları ve katırlarını vurmakla mı olunuyor? Sen barzani'yi resmi törenle karşıla, marabalarına f-16'yla bomba yağdır.
bu şeref değil. günün birinde allah ülkücülere tam olarak bir iktidar nasip ederse, ordunun, devletin, milletin şerefi nasıl olur, onu o zaman görürüz inşallah.
şu saçma beceriksizlik hikayesinin ne sebep ne de sonuç olarak övünülecek bir tarafı yok.