2013 ün son gününde, gezi direnişinin en az anılan ölümsüzüne birşeyler yazmak isterim.
mustafa komiserim,
gezi direnişi sırasında meslektaşlarının gaddarlığı sebebiyle canından olan ethem, ali ismail ve abdullah kardeşlerimizin arkasından yas tutan çok fazla. ama anlaşılıyor ki, meslektaşların gezi primlerini aldıktan sonra seni unuttular.
amirim,
mesleğinizde olağan bir hale mi geldi acaba, ben 16-17 saat mesaide kalıp o yorgunlukla işini sürdürmeye çalışan emekçilerden hiçbir ses duyamadım biliyor musun? maalesef bir tane bile, istanbul'a başka şehirden getirilip, direnişi bitirmeden dönmeyin talimatı alıp yatacak yerleri bile doğru düzgün sağlanamamış meslektaşlarından feryat duyamadım. ölüm herkes için, acısı da yadsınamaz; ama bak örgütlü olmayan halk bugün katledilen sivillerin yasını tutarken meslektaşlarından tık yok tık! hepimiz parası karşılığı işler yapıyoruz, bazı işler de daha fazla adanmışlık istiyor. ama hiçbiri insanlıktan çıkmayı gerektirmez komiserim. sokağa çıkan ve sizin karşılarına dikildiğiniz insanlar hepimiz için birşeyler istiyorlardı ve polisi de halkı da direnişçisi de aynı zulme uğradık ve uğramaya devam ediyoruz.
olacak elbet, herşeye muhalif olmayı marifet sananlar senin adını anmayacaklar, olabilir. ama bilinçli olan herkes için sen de bir devrim şehidisin, sen de ölümsüz ve kardeşimizsin. primlerini alıp kenara çekilenler, şu anda arkalarını dayadıkları tarafların ortaklığı bozulunca birbirine girdi, ortalık toz duman. yüzlerce meslektaşın sürüldü, görevden el çektirildi, kıyım da devam ediyor. ben aynı halkın mensubu olarak size yapılanı haksız buluyorum ve yapanlara lanet okuyorum. olur komiserim, gün gelir sizin için de aynı kitleler seslerini yükseltmeye başlarlar. işte o zaman, kitleler gümbür gümbür adını haykırdığı zaman biz iyi bir yere geleceğiz. sen bizi yukarılarda bir yerden izleyeceksin, yanımızda olamayacaksın belki, ama arkada bıraktıkların inşallah daha güzel günler görecekler. toprağın bol olsun komiserim.