bugünkü yazısında ahmet necdet sezer'i övmek içim kiminle kıyaslayacağını şaşırmış, platini'de karar kılmıştır. evet yanlış okumadın kuzum, eski fransız futbolcu michel platini.
...
*
Yolun ortasında bekliyorum.. Konvoy monvoy değil. Bir basit koruma aracı.. Bir de mütevazi makam arabası.. Otomobilinden indi.. O andaki hareketini unutmama imkân yok.. Ceketinin düğmesini ilikledi, bana doğru yürürken.. Elimi sıkacak ya..
Perşembe gecesi TV'de Şampiyonlar Ligi kura çekimlerini izlerken hatırladım bu sahneyi..
Avrupa'nın en büyük futbolcusuna ödül vermek üzere sahneye çıkıyor UEFA Başkanı Platini.. O sahnede ev sahibi Monaco'nun devlet başkanı Prens Albert de var, üstelik, önü kapalı ceketi ile.. Ama şımarık Fransız ceketinin düğmelerini ilikleme gereği dahi duymuyor.. Ne prense saygısı var, ne Avrupa'nın hem de kendi kurumu tarafından seçilen en büyük futbolcularına.. Ne salonu dolduran kıtanın en önde gelen kulüp temsilcileri ve futbol adamlarına.. Ne de ekran başındaki milyonlarca seyirciye..