bu konuyla ilgili olarak:
bir gün, bir sınıfta, öğretmen öğrencilerine yahya kemal beyatlı'nın bir şiirini okutup "şair burda ne anlatıyor?" diye sorar ve cevabın bir kompozisyon içerisinde yazılıp ertesi güne getirilmesini ister. allah'ın işine bakın ki o sınıftaki öğrencilerden biri yahya kemal'in torunudur. sinsi torun okul çıkışı dedesinin yanına gidip şiiriyle çok ilgileniyormuş gibi yapıp dedesinden temaydı, imgeydi, manaydı her şeyi öğrenip kompozisyonunu yazıverir. yazılar verilir, hoca okur hepsini ve ertesi gün verdiği notları açıklar. torun 1 almıştır. afallayan torun bir hışımla dedesinden* hesap sormaya gider. dedesine durumu, olayı bir bir anlatıp "ne ayak dede?" diye sorar. yahya kemal de: "ulan eşek sıpası! şiiri yazan benim ama ona anlam verecek olan okuyucudur. demek ki hocan benim yorumumu pek beğenmemiş!" der ve kahkayı patlatır ama içten içe de şiirini iyi yorumladığını ve hocanın da tırt olduğunu düşünür. sizin anlayacağınız şiir böyle güzel bir şeydir, fazla kurcalamaya gerek yoktur...
not: konuşmalar biraz sallama gibi görünmekle birlikte olayın gerçek olma ihtimali yüksektir ama bahsedilen şairin yahya kemal beyatlı olduğu şüphe götürür cinstendir.*