öncelikle çetin altan'in 'yazı anlayan için yazilir' sözü ile başlamak istiyorum.
her malin musterisi farklidir. yazılan konularin olsun yapilan laga lugalarin olsun musterisi farkli oldugundan talep arz meselesi ortaya cikmaktadir.
ben cok yonlu bir yazar olmakla beraber kendi dogrultularinda talepleri karsiladiğimi düsünmekteyim. yazdiğim entryler geniş bir cevreye hitap etmektedir. bunu yapabilmek icin bir sentez olusturdum.
avama hitap eden girgirlik ya da bilgi seviyesi yüksek sinirli bir kesime hitap eden entryler kaleme aldim.
fakat sunun farkindayim bazi olmazsa olmaz kavramlardan ahalinin cogu ya bilmiyor yahutta egitim sisteminin azizliğine ugramiş. gerci türkiye ortalamasinin üstünde bir seviyeye sahip olan sözlük ahalisi gerek yasayiş gerekse inaniş olarak bazi kaliplara sıkı sıkı sarilmaktadir.
bu aslinda iyi bir şey sayilabilir. cünkü bir catisma ve tatişma kültürünü yasatmakta sahsimin sahip oldugu inanişlarini ve bilgi haznemi sorgulamama, yorumlamama ve rayina oturtmasina sebebiyet vermektedir.
fazla megolomanlik yapmayayim ama sunu iyi biliyorum ögrenmeye hevesli birey ilim bagdatta bile olsa bulur.
bilgiyi olsun girgiri olsun pazarlamak ustalik gerektirir. ahalinin ezberine uygun ama belli bir mantik temeline bilimsel gercekliğe dayanan önermelere kimse bir şey diyemez.
sunu da unutmamak lazimdir nietcze'nin dedigi gibi 'ucmadan önce ayakta durmayi yürümeyi ögrenmek gerek'.
sunu da pas gecmemek gerekir sözlük ahalisinin yaş ortalamasi düsük alistiklari bir şekilde bilgi arzi yapilirsa entelektuel seviye yukari cikacaktir. ve bunun sonunda yazaninda okuyaninda zevk aldiği kaliteli bir sözlükte ikamet edeceğizdir.
girgiri bayagilik ve dangalakliğa bulasmayan bilgi entryleri ise kemal karanin tarih kitabi gibi yavan olmayan ütopyayi gerceklestiricez.