Türkçe'de mevcut olması gereken "Türk" kelimesinin 'Altaylı'(Seyhun ötesi, Turanlı) kelimeleri ifade etmek uzere 420 tarihli bir Pers metininde, daha sonra, yine cins isim olarak, 515 yılı hadiseleri dolayısıyla" türk-Hun (kuvvetli Hun) tabirinde zikredildiği bilinmektedir. Fakat Türk kelimesinin Türk devletinin resmi adı olarak ilk kullananlar Gök-Türk imparatorluğudur. Bütün bunlar 'Türk' adının belirli bir topluluğa mahsus'etnik' bir isim olmayıp, siyasi bir ad olduğunu ortaya koyar. Gök- Türk hakanliginin kuruluşundan itibaren, önce bu devletin, daha sonra bu imparatorluğa bağlı, kendi hususî isimleri ile anılan, diğer Türklerin ortak adı olmuş ve zamanla Türk soyuna mensub bütün toplulukları ifade etmek üzere milli ad payesine yükselmiştir. Millet ve devlet adı olarak 'Türk' kelimesi, ilk defa; Çin'de Chou sülalesi-yanlış bilmiyorsam 558-579 yılları arasında- yıllığında geçmiştir. Bati da ise Bizanslı tarihçi Agathias'in eserinde, Arapça'da Cahiliye devri şairi Nâbigat'uz Zubyânî'nin divaninda ve Islavca' da 12. asır 'ilk Rus kroniki'nde geçmiştir.
Türk kelimesinin cins isim olarak anlami 'güç-kuvvet' anlamını taşır. Türk adına çeşitli manalar verilmiştir. Örneğin; Tu-kue (Türk)-miğfer; Trk (Türk)= terk edilmiş; Türk= olgunluk çağı; Takye= deniz kıyısında oturan adam; ceb etmek vb. gibi. Fakat kabul edilen geçerli görüş 'Türk' adının 'türemek'ten çıktığıdır. Ziya Gökalp de bu adı 'türeli' (kanun ve nizam sahibi) diye açıklamıştır.