Üzgünüm.. Ama ben imparator olmak istemiyorum.. Bu benim işim değil.. Kimseye hükmetmek ya da boyun eğdirmek istemiyorum.. Elimden gelse, herkese,ister Yahudi, ister zenci ister beyaz olsun tüm insanlara yardım etmek isterim..
Hepimiz karşımızdakine yardım etmek isteriz.. insanların yapısı böyledir.. Biz birbirimizin mutluluğu için yaşamayı isteriz, üzüntüsü için değil.. Birbirimizden nefret etmek ve hor görmek istemeyiz.. Bu dünyada herkese yetecek yer var ve toprak, hepimizin ihtiyacını karşılayacak kadar bereketlidir.. Yaşam biçimimiz daha özgür ve güzel olabilir.. Açgözlülük insanların ruhunu zehirledi, dünyayı bir nefretle kuşattı, hepimizi kaz adımlarıyla sefaletin ve kanın içine sürükledi.. Hızımızı arttırdık ama bunun tutsağı olduk.. Bolluk getiren makineleşme bizi yoksul kıldı.. Edindiğimiz bilgiler bizi alaycı yaptı; zekamızı ise katı ve acımasız.. Çok fazla düşünüyoruz ama çok az hissediyoruz.. Makineleşmeden çok insanlığa muhtacız, zekadan çok iyilik ve anlayışa muhtacız.. Bu değerler olmadan hayat korkunç olur, her şeyimizi yitiririz..
Uçaklar ve radyo bizleri birbirimize yaklaştırdı.. Bu buluşların var oluş nedeni, doğaları gereği, insanın içindeki iyiliği ortaya çıkarmak, evrensel kardeşliği oluşturmak ve hepimizin birleşmesini sağlamaktır.. Şu anda bile sesim dünyadaki milyonlarca insana, acı çeken milyonlarca kadın, erkek ve küçük çocuğa, suçsuz insanları hapse atan ve işkence eden bir sistemin kurbanlarına ulaşıyor..
Üstümüze çöken bela, vahşi bir hırsın, insanlığın gelişmesinden korkanların duyduğu acının bir sonucudur.. insanlardaki bu nefret duygusu geçecek ve diktatörler ölecektir.. Halktan aldıkları güç, yine halkın eline geçecektir.. Son insan ölene kadar özgürlük asla yok olmayacaktır..
Askerler!! Kendinizi bu vahşilere teslim etmeyin.. Sizleri hakir gören ve esir eden, hayatlarınızı yönetmeye çalışan, ne yapmanız, ne düşünmeniz, ne hissetmeniz gerektiğini size emredenlere, sizleri bir hayvan terbiye eder gibi şartlandırıp topun ağzına sürenlere, kafaları ve kalpleri bir makine gibi olan bu doğa dışı adamlara boyun eğmeyin..
Sizler makine değilsiniz!! Sizler hayvan değilsiniz!! Sizler insansınız!! Kalbiniz insanlık sevgisiyle dolup taşmaktadır..!! Nefret etmeyin! Yalnızca sevilmeyenler nefret eder.. Sevilmeyenler ve doğaya aykırı olanlar..!!
Askerler!! Kölelik uğruna savaşmayın!! Özgürlük için savaşın!!
St.Luke incili'nin on yedinci bölümünde şunlar yazılıdır: Cennet insanların içindedir.. Tek bir insanın ya da bir zümrenin değil, tüm insanların içinde, sizin içinizdedir..
Güce siz insanlar sahipsiniz.. Makineleri yapacak güce, mutluluğu yaratacak güce, bu hayatı özgür ve güzel kılacak güce sizler sahipsiniz.. Bu hayatı olağanüstü bir maceraya çevirecek olan yine sizlersiniz..Öyleyse, demokrasi adına haydi bu gücümüzü kullanalım, haydi birleşelim, yeni bir dünya için savaşalım, insanca bir dünya için.. Herkese çalışma şansı verecek, gençlere gelecek, yaşlılara güvenlik sağlayacak bir dünya için savaşalım..
Zalimlerde böyle sözler vererek iktidara geldiler.. Ama yalan söylediler!! Sözlerini tutmuyorlar!! Hizbir zaman da tutmayacaklar!!
Diktatörler kendilerini özgürleştirirler ama halkı esarete mahkum ederler.. Haydi, şimdi bu sözleri tutmak için savaşalım.. Dünyayı özgürleştirmek için savaşalım, ulusal sınırlar olmadan yaşayabilmek için, hırstan, nefretten ve hoşgörüsüzlükten kendimizi arındırmak için Sağduyulu bir dünya için savaşalım.. Bilimin ve gelişmenin bütün insanlığa mutluluk getireceği bir dünya için savaşalım..