Naçizane...
Duydum ki yanarken bırakanlar olmuş sigarayı; yakmışlar sağı solu, kanepeyi mobilyayı.
tavsiyem o ki;
Arkasındakilere güvenenler güruhuna dahil olmayın hiç bir zaman.
Güvenecekseniz şayet, yanınızdakilere güvenin.
"Yahu o nasıl oluyor? aynı şey değil mi zaten her ikisi de" demeyin.
Arkanıza aldıklarınız er ya da geç yağdırırlar karı malum yere.
Onun için kimsenin arkanıza geçmesine izin vermeyin.
Olacaklarsa yanınızda olsunlar.
ama onlarla da yan yana durmayın derim ben.
Sımsıkı olmakta yarar var.
sonuçta "yan yana" ayrı yazılır, "sımsıkı" ise birleşik.
Sırf bu yüzden bile içine sığdırası gelmeli insanın yanındakileri.
lambur lumbur yaşamayın bir de..
Daha sonrasında başınıza gelenleri, hayata mal eder halde bulursunuz kendinizi.
Bana sorarsanız, hayatı bir kenara bırakın, kendinizi yargılayın.
Daha sonra hayatı bıraktığınız yerden alın ve yargılarınızdan sıyrılın.
insan düşünmek içindir, hayat ise yaşamak..
Hayat üzerine düşünmek ise apayrı bir basamak..
Yargılayan sözler değil, sorgulayan cümleler olmalı etrafa savrulan..
bu nedenle diyalektikten geri durmamalı insan olan.
ve tabi icraate dönüşen çıkarsamalardır tadından yenmeyen.
Neticede ne oluyorsanız tam olun.
yarım yamalak iyi olmaktan daha evlâdır, yeri geldiğinde beter olup daha sonrasında hakkıyla iyi olmak.
Nihayetinde hepimiz bir gün öleceğiz, ne önemi var ki hangi sebeple olduğunun..
O yüzden pek önemsememek lazım sağlığa zararlı şeyleri.
Aslolan senden geriye kalanlardır.
Bazen koca bir hiçlik, basen de tebessüm yaratan bir piçlik..
(bkz: yak bi sigara dumanı ben olayım)