"insan yaşamının trajik olgusu olan ölüm, varolmanın zorunlu bir koşuludur.
Ölümün varoluşsal gerçekliği, insana geçici ve kısa olan varlığını hatırlatmaktadır.
Albert Camus, yapıtlarında bir yandan yaşamın anlamsızlığını vurgularken diğer
yandan ölüme karşı başkaldırıyı işlemiştir. Yaşam sevgisi ve ölüm bilinci arasındaki
çatışma sonucu uyumsuzluk duygusuyla karşı karşıya gelen Roma imparatoru,
ölümsüzlük arayışına girmiştir. Sevgilisi ve kız kardeşi Drusilla'nın ani ölümü
Caligula'yı harekete geçirmiş, ölümü ve onu içinde barındıran bu dünyayı
reddederek insanların ölmeyecekleri fizikötesi bir dünyayı arzulamıştır. Ölüme karşı
tavır alan Caligula, yüce bir amaç olan yaşamak uğruna tüm gücüyle savaşım
vermiştir. Yaşam oldukça ölümün de her an olacağını bilen Caligula, yaşamı ölüme
üstün tutmuştur."