1- radikal bir ideolojik mensubiyetten kaynaklı, avrupa egemen ideolojisiyle uzlaşma ihtimali olmayan, toplumsal ve siyasal doku uyuşmazlığının eseri karşı duruş,
esasen bir burjuva devletler örgütlenmesi ve kapitalist pazar arayışı ürünü ab. ye gerçek bir marksist leninist in sıcak bakması açıklanamaz örneğin,
veya gerçek anlamda şeriat yanlısı - tatlı su muhafazakar ılımlı liboşlara seslenmiyor yazar burada - bir cihat neferi, özellikle 11 eylül sonrası tüm kinini açığa vurmuş, islam dünyasını yeni öcü olarak ilan etmiş batının en önemli kurumsal temsiliyetine ne kadar sempatik yaklaşabilir?
kurumsal ve siyasi yapısı gereği uluslar üstü , ulus devletler üstü oluşunun yapısal mecburiyeti gereği birçok milliyetçi argümanı reddeden veya ortadan kaldıran veya anlamsızlaştıran,ki bunlar ulusal para, ordu, bayrak, sınır, milli egemenlik - höt zöt etmesin kimse bunların hepsi kollektif iradeye kısmen de olsa devredilecektir.- gibi örneklerin çoğaltılabileceği bir milliyetçi için vazgeçilmez argümanlardır,
ki ülke özelinde kıbrıs, ermeni , kürt meseleleri gibi daha spesifik ve subjektivizmi şüpheli olabilecek bahislere girmiyorum bile nesnellik kaygısı gereği,
2- sol, milliyetçi, muhafazakar bir siyasi ekolden olup, liberalleşen dünyadan nasibini almış veya merkez sağ - liberal çizgide kendini ifade eden grupajların,
genel çerçeve ile barışık,
fakat özel meselelerde kaygılı, denge siyasetine inanan, ''ab' ye karşı değiliz ama tam teslimiyete karşıyız'' diyen daha heterojen ve kafası karışık duruşudur.
3- ab. ye girmeyi gönülden isteyen, daha dürüstünün ''liberal kapitalist sisteme böyle entegre olur, biz de zengin ülke oluruz veya bireysel anlamda parayı buluruz '' hayaliyle,
takiyyecisinin, bölücüsünün ''bu sayede ulus devletin, kemalizmin, tsk nın dişlerini kırarız'' cinliğiyle
yanıp tutuştuğu,
fakat nasıl olsa bizi almazlar ümitsizliğiyle kıvrandığı, esasen karşı olmayan fakat çok da meraklısı gibi görünüp karizmayı çizdirmek istemeyen duruşuna hasta olduğum duruştur.