Okula vardığımda hala yolda gördüğüm kızı düşünüyordum inceden. Bir yandan da deli gibi kendimle konuşuyordum yok ulan öyle sıradan bir hatun işte diye. Ama içimde bir yerlerden bir ses inatla olum sen salaksın kız orada bırakılır mı gerekirse arabadan inecektin bavuluna yardım edecektin diyor. Ben ise hafif mırıldanır şekilde içimdeki iki ses ile tartışıyordum. Bu sırada çevredeki üç beş denyonun bana bakıp güldüğünü gördüm. Hayırdır bilader edasıyla bakınca gülmeyi kestiler. Bense kafamda düşünceler, içimdeki sesler eşliğinde kantine doğru ilerledim. Çünkü bir ara içimden bir ses içimdeki diğer iki sese yeter amk bir çenenizi kapayın da adam aç olduğunu hatırlasın. Diye atar yapıyordu. Diğer iki ses nerden geliyor bilmiyorum ama bu atarı koyan karnımdı ve acayip haklıydı. Dersinde başlamasına biraz zaman vardı kantine geçtim bir bardak çay eşliğinde açma, poğaça börek takılırım diye Nevaleleri aldım masada inceden otlanıyorum çayım bitti. En iyisi bir tane daha alayım dedim kantine doğru gittim. Küçükken babam da derdi hep, pezevenksin mezevenksin ama ayağın bereketli diye. Kantin sırasına bir girdim arkamda sıra oldu. Millet beni bense çayı bekliyorum. Çayı aldım köşede duran şekerlikten 2 tane şeker aldım ve tam sıradan çıkacaktım ki elimin ayağımın ayarına sokayım- arkamda ki kıza çarptım ve çay biraz yere biraz üstüme döküldü. Kıza dökülmesin diye zaten elimden geleni yapmıştım ama hem üstüm başım batmış hemde sağım solum yanmıştı. Tühh beeeeh diye bir nida çaktım ve yere düşen bardaktan kafamı yukarı doğru kaldırınca çarpıştığım kız ile göz göze geldik. içimden bir ses çığlık attı ben dışardan duyuldu sanmıştım amk- ulan bu o kız işte lan amk valla tekrar gördün ulan ne de güzel diye. Akabinde aramızda ufak bir sohbet oldu;
+Çok özür dilerim ya istemeden oldu. Aslında yapmam da böyle sakarlıklar.
-isteyerek olsaydı birde yanacaktım az kalsın.
+Bir şeyiniz yok dimi iyisiniz yandıysanız revire gidelim hemen.
-Yok yok sağol iyiyim ben de asıl sen yandın şuraya bak üstüne döküldü bütün çay.
Hafif mırıldanarak;
+ben seni gördüğümde yandım herhalde çaya gerek kalmadı.
-Anlamadım?
+Yok bir şey iyiyim sağolun sorun değil.
-Olmaz öyle bir buz muz lazım size baksanız ya kolunuz ne hale geldi.
+Yok gerçekten sıkıntı değil
-Sabah arabayla görmüştüm sizi eviniz yakınsa en azından eve geçin de bir üstünüzü değişin.
+Elim kolum yandı şimdi araba kullanmıyım ben.
-Olmaz böyle de ama, benim ehliyetim var anahtarı verin ben götüreyim evinize sizi. Çayı biraz da benim yüzümden döktünüz içim gerçekten rahat etmez.
tanım: severek yazmaya devam ettiğim hikayemin yaratacılıktan nasibini almamış ismi.