Cemaat ve akp ordu içindeki darbeci kesimi egale etmek için güç ve fikir birliği yapmış, Başbakan bu mücadelede kendisine her destek verene belli bir döneme kadar yanından uzaklaştırmamıştır. Ordu içindeki cuntacılar ciddi oranda sindirilince geriye devletin işleyişi içerisinde yargı, bürokrasi, asayiş içerisinde kendini iyiden iyice belli eden güç savaşı başlamış, üst düzey atamalarda cemaatin ağırlığı hükümeti haklı olarak rahatsız etmeye başlamış, devlet içerisinde devlet konumuna el atmak farzı ayn durumuna gelmiştir.
Gülen cemaati her zaman gücün yanında olmuş, iktidarı hiçbir zaman karşısına almamıştır.Ta ki bu ana, yani yeterince güçlendiğini zannedip yeniçeri isyanı çıkartacak gücü hissettiği ana kadar....
STV çimlere basmayın, çiçekleri koparmayın formatından çıkıp devlet içindeki devletin resmi kanalı haline gelmiştir.
Aslında başbakan ile fethullah gülen in dokusu kesinlikle birbiriyle uyuşmamaktadır.
Başbakan devlet içerisinde resmi otoriteden değil, cemaatten emir alan bu yapılanmayı bitirme kararı almıştır. Bu yapılanma yani devlet içerisinde belli bir cemaat grubunun muktedir olması darbeci zihniyet kadar tehlikelidir.Şöyle ki bizler devleti yöneten hükümeti oylarımızla değiştirebiliriz ancak cemaati oylarımızla değiştiremeyiz. Bu savaşta biz tribündekilerin daha çok kaset, özel hayata dair iç burkan detaylar, yolsuzluk dosyaları, v.b görmesi muhtemeldir, kılıçlar çekilmiştir, her iki tarafın da eli boş değildir...
ancak.
-Hükümeti destekleyen ciddi bir medya gücü vardır, ve bu kullanılmaktadır.
-Meydanlar başbakanın yanındadır.
-iSLAMi KESiMDE CemaatE mAVi MARMARA, DiNLERARASI DiYALOG, pAPA, V.B KONULARINDA ciddi güvensizlik vardır.
- bu savaştan her iki tarafta yara alacaktır.Cemaat sindirilecek, Devlet içinde ki cemaatçi yapı bastırılacak, Fethullah gülen ağır şekilde prestij kaybedecektir.
- Hizmet hareketi kendi alanına yani '' hizmet''e geri itilecek siyasetten diskalifiye edilecektir.
-AKP nin bu savaşta yara almaması yolsuzluk iddialarında şeffaf olmasına bağlıdır.