''ilk başlarda 'diren'iyorduk, ancak sonra uyutulduğumuz farkındalığını kazandık.'' Farkındalığın ilkel düzeydeki mantığı ya-veya mantığı, ileri düzeydeki mantığı ise hem-hem mantığıdır. öyle ise;
5 haziran 2013;
Türkiyede kimi insanlar ne olduğunu bilmediği bilse de anlamlandıramadığı anlamlandırsa da özümseyemedigi bazi kavramlara dogustan karsi olduklarını iddaa ederler.Emperyalizm, komunizm, Atatürk, başörtüsü, türban, demokrasi, hak,hukuk, küresel güçler : Amerika, Rusya...Bugünlerde ise çözüm sürecini sekteye uğratabilecek sıklıklarda düzenlenmiş olan provakatif eylemlerde,bangır bangır amerikan emperyalizmine karşı birlik olalım naraları atan insanları bambaşka bir maskeye bürünmüş vaziyette görüyoruz. Ülkenin savunuculuğunu tek başına kabadayılıkla üstlenmeye çalışanlar, Amerikan emperyalizmine karşıyız diye gırlayanlar; karşı oldukları emperyalizmin mahsulleri olan BARBAR TÜRKLER DiRENiYOR:YANINIZDAYIZ manşetlerini kendilerine övünç kaynağı olarak belirlediler. Hani karşıydın Amerikan emperyalizmine, çürümüş kapitalizme ,hani sen değil de birileri yalıyordu amerikanın kıçını, hani Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktu da dökülüyordun sokaklara...Alkol lobilerinin, sigara lobilerinin hiç de işlerine gelmeyen yeni yasal düzenlemelerden duydukları büyük rahatsızlık ve gündemdeki şu olaylardan sağlamış oldukları rant, bankacıların para baronlarının yükselen faizlerden ötürü bir gecede ceplerine indirdikleri trilyon dolarlar Banka reklam yüzlerinin ve birilerinin paralı askeri olup da topluma mal olabilmiş,millete dayatılmış ve yutturulmuş kişilerin bir anda Taksim'de Beşiktaşta Kızılayda Twitterda hortlamış olmaları yok efendim finansçısı, borsacısı, küçük yatırımcısı, büyük yatırımcısı... o zaman şöyle ki; artık türkiyenin, parmağını sokanın kendisini kurtaramadığı emperyalist çarkın neresinde,ne örneklere gebe olduğunu varsın deli gönül düşünsün.
O halde otu, boku, yeşili, kırmızıyı; faşist, ulusalcı, dinci diye yaftalamamak gerekiyormuş. Demek ki neymiş artık birilerinin acilen susması lazım geliyormuş. Ağzı olanın konuştuğu şu zamanda susan fedakardır çünkü. Susmak acizlik değildir, susmak bişeyleri kabullendiğin ya da görmezden geldiğin, yuttuğun anlamına da gelmez. Susabilmek maharettir. Şu günlerde susabilen büyüktür,büyük olduğunu bilendir. Sabredendir. Halkın ve devletin yanan araçlarının ,kendisine çekilen bıçağın, 2 tane çapulcunun elinden fırlayan taşın çocuğunun gözünü kör etmesinin cefasını bir tek o çeker çünkü. Bilir ki oğlu, dağlarda şehit düşecek olursa kimselerin gıkı çıkmayacakken, polise kaldırım taşları fırlattığı gecelerin birinde olur da ölürse deniz olacak,gezmiş olacak. Kahraman olacak. Sözde kahraman. Bu yakar işte adamın ciğerini. istemez öyle kahraman... Bu adam en baştaki insanların aksine görür,algılar,anlar,özümser ve bilir ama yine de sessiz kalır... Farklı görüp,farklı düşünebiliriz. Sen haklı olduğunu düşündüğün konuları protesto et yine, davanı sonuna kadar savun, çık sokağa. ama ARTIK bugün değil. Unutma ki bu saatten sonra sokağa inen her vatandaş provakatörlerin, bölücülerin, uç çetelerin, devletin içerisinde yapılandırılmaya çalışılan türkiyeden bağımsız gizli oluşumların sokaklarımızda barınabilmesine imkan sağlıyor. Ülkenin her karanlık köşesindeki zorbaların ini sokaklar olmuşsa eğer, artık evlerimize dönmenin vakti gelmiştir.