"Evden çıksam mı?", en tehlikeli soru bu.
Tartışmasız.
Bir anda belirir kafanda bu soru. Anında gaza getirir adamı. Hele hadi yapalım, hadi gidelimci, sabırsız biriysen hiç zor olmamıştır kendi kendini motive etmen. Düşünceler sarar bir anda etrafını. Yatagından bile çıkmışsındır hatta. Televizyonun kapat düğmesine basmanla, camdan dışarı bakıp hava tahmini yapman birkaç saniyeni bile almaz.
Hazırlanmaya başlarsın.
Dolabın önünde aptal bir düşünce geçer aklından.
"Ne giysek lan?" Kıyafetler, kıyafetler...
Sonra farkına varırsın, hepsi lacivert zaten! Hangisini giyersen giy uyumlu. Aferin sana.
Temiz giyin, ütüsüz giyinme. Kendinden, beğenilerinden taviz verme.
Aynanın karşısında son kontroller.
Evet, bugün de şıksın. Hadi adamım, son kontroller.
Aynı parfümün orjinali ve çakması arasında gidip gelirsin, bonkör günündesindir bugün. Orjinalinden sık anasını satayım. Birşey kalmadı, anahtarı da al.
Çık.
Derken kapının önünde asıl sorun aklına gelir." Nereye gitsem? "
Mantıgın devreye girmiştir.
"Birşey yok olum dışarda. Birşeye de ihtiyacın yok.Hem kimse de yok, ne yapacan yalnız başına salak gibi."
Sonuç: üstünü çıkar, katla. pijamalarını giy. Pencereden dışarı bak. iç geçirdikten sonra, havada çok soğuk lan zaten diye bok at. Koltuguna uzan. Televizyonunu aç.
Evet, efendim. Bugün de geçti. Bak durduramadın işte. Günler geçiyor, sen ne dersen de. Aç, Nilüfer dinle. Ceza çalış."Allahım konuyu biliyorsun, amin!" de.