bir aralık sabahı, kuru soğuk dışarıda,
hizmetçi uyandırdı beni polis kapıda,
savcılıktan emir varmış elindeki kağıtta,
babam bakan dedim ne işiniz var burada
aradım uzun uzun bakan babamı,
biçare kaldım telefonunu açmadı,
üzerimde bin dolarlık röbdöşambır vardı,
polisler dinlemedi yatak odasına damladı,
yedi çelik kasayı anında buldular,
içlerini açık paraları saydılar,
para sayma makinesini yatağa koydular,
hepsini kayda alıp bir de fotografladılar.
haber birden tüm dünyada duyuldu,
babam kurtarmak için yola koyuldu,
kasalardan çıkanlar poşetlere konuldu,
polislerle birlikte emniyetin yolu tutuldu.
emniyette baktım kimler var kimler,
hepsi de tanıdık birer abidirler.
rahatladım saydım kaç kişiler,
bir cacık çıkmaz bu işten alır bizimkiler.
3 gün kaldım emniyette gözaltında,
mahkeme tutuklama verdi anında,
unutmayın sakın beni mahpus damında
ne işim var benim ceza infaz kurumunda.
duydum ki cemaat tertiplemiş bu işi,
başlarında varmış fethullah denen kişi,
meğer çoktan çekmişler bizimkilerin fişi,
çarşambadan belliymiş perşembenin gelişi.
bakan oğlu der ki şuradan bir kurtulayım,
polislerin bulamadığı sulaları patlatayım,
soluğu hemen yurtdışında alayım,
baba birşey yap amk özgür kalayım