bundan seneler önce yaşadığım bir macera tam bu konu başlığına uyuyor;
henüz daha 19 undan olan dilber ile buluşulur işi ilerletme çalışmalarından sonra mekan aranmaya başlanır. baş rol oyuncumuz dilber babannesi ile kalır bir akşam telefonda olayın fitili ateşlenir. gece saat 12 sıralarında dilberimizin telefonda yönlendirmesi ile evin önüne kadar gelinir, dilberimiz evin anahtarını bir cüzdanın içine koyarak balkondan aşşağı atar. ben bu cüzdanı alırım ve içinden anahtarı çıkarır 5 katlı apartmanın giriş kapısını açarım ama heyecandan ellerim anahtarı tutmaz, ev en üst kattadır, ayakkabılarımı mıda elime alarak merdivenler usul usul çıkılır ve aralık bir kapıdan girilerek kızın evine dalınır ordan kızın odasına kadar yol sürer. bir ara tam pul koleksiyonunu incelerken ışıklar yanar evin büyük annesi kalmış ve odaya geliyordur, hemen perdenin arkasına girilir ve önüne iskemle konulur, perde arkasında kalp bedene sığmaz olur, sonrasında ise pullar uçmuştur ne kadar pulu yalasanda yapışmaz artık pul, işte bu durum birazda ödü bokuna karışmak değimini anlatır.
