" zahir daima kazandı, o daima oradaydı. keşke o da benimle burada olsaydı. ben de bir kez olsun kazanabilseydim. "
" öyle bir şey olmuştu ki zahir benim için; neredeyse artık kendi sözlerimle çelişiyordum. şimdi bir hedefim vardı: zahir'in gözlerinin içine bir kez daha bakmak. "