boğazda düğümlenme hissi yaşatan anlardır.
--spoiler-- *
-:* iğretmeniğ ben senin için civciv aldım.
+: * civciv mi?
-evet iğretmeniğ.annem seni yemeğe davet edecek o civciv büyüyünce.
+nasıl yani?
-civcivim büyüyüp tavuk olunca keseceğim.sen ye diye.misafir geleceksin ya bizim eve iğretmeniğ.ama civciv büyüyünce.
+...
-bir şey demedin iğretmeniğ.civciv büyüyünce geleceksin bize değil mi?
daha dün 5. sınıfa giden bir öğrencimle geçti bu konuşma.bugünse çarşıda biraz işim vardı.çok geç bir saat de değildi ama yine karışmak üzere ortalık.insanlar toplanmış falan.bir konvoy geçti gitti yanımdan.düğün konvoyu sandım önce.insanların üzerlerinde yöresel kıyafetler falan da olunca.sonra bir arabanın penceresinden 4 adam çıkmış, bir sonraki arabadan da.hep beraber bağırıyorlar kornalar eşliğinde ''pkk halktır, halk burada!'' diye.kalabalık el sallıyor onlara.insanlara baktım.geldim geleli ilk kez garipsedim, ilk kez düşündüm ''ne yapıyorum ben burada'' diye.göründüğü kadar kolay olmuyormuş.ilk kez bugün anladım, bugün.dizlerim tutmadı.oturup ağlamak istedim.görenler ne der diye düşünmeden ağlamak istedim sokak ortasında.bir yandan da yürüyorum gözlerim dolu dolu...arkamdan biri geldi bisikletli.yüzü gözü örtülü.
nefes nefese seslendi.
-iğretmeniğ o tarafa gitme.biber gazı gelecek birazdan.
ben boş boş bakıyorum hala çocuğa.yüzünü açtı çocuk ve tekrar ''oraya gitme iğretmeniğ''.
allahım!bunu söylerken kaşla göz arasında da sakızını çıkarıyor ağzından.nasıl güzel gülümsüyor, nasıl!gülümsemek bir çocuğa bu kadar yakışabilir.bir çocuk ancak bu kadar içten gülümseyebilir, ancak.
benaf.kürtçe anlamı isimsiz demekmiş...anlamını öğrendiğimde çok şaşırmıştım.dersine giren tüm öğretmenleri yaramazlığıyla, asiliğiyle canından bezdiren hatta bayan hocaları sinirden ağlatan benaf.karşımda durmuş beni uyarıyor, böylesine bir olaydan o kadar normal bahsedebiliyor ki.sadece 6. sınıfa gidiyor oysa.gülmek o kadar yakışıyor ki.toparlanıp soruyorum
''evine çok uzak değil mi buralar benaf.ne işin var burada hem hava da soğuk. ''
gülümsüyor ve başını önüne eğiyor.
bu çocuk gülümsemek için yaratılmış olmalı diyorum içimden.
benaf tekrar ediyor''iğretmeniğ geri dön'' ve bisikletine binip uzaklaşıyor.bana ''gitme'' dediği yöne doğru.
o an farkediyorum.benaf incecik giyinmiş.montun fermuarı açık ve altında atlet gibi bir şey var sadece.havaysa dondurucu soğuk, buz gibi bir rüzgar.içim elvermiyor.sesleniyorum arkasından.''benaaf!''. gelmez ama.gelmeyeceğini bilerek sesleniyorum.hep kaçar öğretmenlerinden.dayak yemekten ya da azar işitmekten korktuğundan değil ama, onlara öylesine alışmış ki.şurda dayak yese hemen şurda gülümser.hep güler benaf.belki de bilmiyorum.belki de bir sebebi yoktur gelmemesinin.ama gelnez.beni uyarması bile onun için büyük bir adım.ağzındaki sakızı çıkarması.
benaf bisikletini durdurup uzaktan bana bakıyor.
gel diyorum elimle ve benaf geri dönüyor.
''efendim iğretmeniğ ne oldu?''
hava soğuk üşüteceksin deyip fermuarını boğazına kadar çekiyorum.başını okşuyorum.''durma orada, dikkatli ol.'' demekten başka bir bok gelmediği için elimden kendime kızıyorum.
bazı şeyleri anlamıyorum, anlayamıyorum sözlük.insanları böylesi bir kavgaya sürükleyen ne anlamıyorum.o yaşta bir çocuğun biber gazı ve plastik mermiyi ayırt edebilmesini anlayamıyorum, pkkya halk denmesini anlayamıyorum.kardeşçe yaşamak varken paylaşılamayan ne anlamıyorum.anlamıyorum sözlük.