sadelikten ve gerçekçilikten ödün verilmeden görsellik nasıl tavan olur'un kitabını yazmış adamlar. zira polisiye roman mahiyyetinde bir film. böyle dışarıda şırıl şırıl yağmur yağıyor da sen geçmişsin masa lambasının ışığında çayını yudumlarken kitabını okuyorsun hissi uyandırabilir. gözüne gözüne sokulmaya çalışılan ayrıntı fetişlerinden arındırılmış, tekdüzelikten ırak. karakterler de keskin değil. film, ilerledikçe karakter çözümlemeleri yapabilme imkanı veriyor sana. bu da karakterlerle birlikte izleyicinin de değişime hazır ve canlı kalmasında bir etken. kurguda özenle ve kasten bırakılmış boşluklar da izleyicinin hayal dünyasına ve yorum gücüne hitap ediyor.