yazmak çetrefilli bir iştir. hayattan kopman ve bir o kadar da hayatın içinde olman gerekiyor. bazen yazarken,yazmakla yaşamak arasındaki derin uçurumda batar çıkarsın. kimi yaşananları yazmak zordur mesela. ya üstünkörü yaşanmıştır ya da hiç yaşanmamıştır. onlara, oturup da en başından, bir terzinin çulsuz birine kumaş biçmesi gibi bir duygu biçersin. ama kimi yaşanmışlıklar da vardı ki fazla kalem oynatmanı gerektirmez. onlarda sadece tanrının yazgılarını temize çekersin...