yolsuzluklar sülük gibi vatandaşın kanını emiyor. yolsuzluklarla kaybedilen paralar ülkemize harcansaydı bambaşka bir ülkede yaşıyor olurduk. malesef sizler için buradayım diyenler ceplerini doldurup gitti. bu yolsuzluklar sadece bir partiye yüklemek siyasi sığırlıktan ibarettir.
şunu sorgulamak gerekitor biz yolsuzlukların ne kadarını biliyoruz? ne kadarı ifşa oluyor?
yolsuzluklarda geldiğimiz nokta afrika ülkeleri seviyesindeyiz. bu boyutlara ulaşan yolsuzlukların faturasını hep biz ödedik, ödüyoruz ve ödeyeceğiz.
nereye kadar peki bilmiyorum amk.
ödediğimiz telefon faturaların %50 si vergi, aldığımız sigraların % 60 dan fazlası verdi, benzindeki vergi oranı %65 den fazla ve bu vergi oranları uzar gider...
bu kadar verginin % kaçı yolsuzluklara gidiyor acaba? bunu bilseydik kılımın yine kıpırdamazmıdıydı?
ülkelerdeki yolsuzluklarla yoksulluklar arasındaki ilişkiyi bilmek için ekonomist olmaya gerek yok.
açlık sınırı altında milyonlar yaşıyor, milyonlar asgari ücret adı altında köleleşiyor uzar gider bu da....
yolsuzluk bizim belimizi bükerken biz ne yapıyoruz?
hiç bir şey
kocaman bir hiç bir şey
üç maymunu oynuyoruz.
şunu sormak gerekiyor
çete-siyasetçi-iş adamı gibi şeytan üçgeninden , aile fotograflarına, iskilerden, bankaların boşaltılmasına, deniz fenerlerinden ayakkabı kutularına geldik.
bunar arasında bir çoğunu atlamış olabilirm haliyle.
bu yolsuzlukları kimse a partisine b partisine mal etmesin bu siyasetin sonucudur.
siyaseti besleyen herşey aynı zamanda yolsuzlukları da besler.
ve bizler bu mevcut siyasi zihniyete tepki veremezsek onlar ceplerini doldururken, bizler aç aç uyur, asgari ücret adı altında köleleşiriz.
asıl soru şu:
yolsuzluk yapanlarda mı suç
yoksa siyasetçilere çanak tutan bizler de mi?
üç maymunu oynayan bizler de mi ?
seçim zamanlarında koyun sürüsü gibi oy verenler de mi?
