Üniversite yahut lise dönemlerinde, yeterli bilgi verilmemiş, bilinçsiz bir şekilde maraton koşucusu edasıyla sınavlara sokulmuş çocukların, kendilerini ve ülkelerini, çevrelerini, ekonomiyi ve yaşamın nasıl bir şey olduğunu analiz edebilmeleri, ancak 8-9 senelerine maal olmasından kaynaklanan durumdur. içinde bir çok faktör vardır. Üniversite öğrencilerin çok büyük bir kısmı, kampüslerini kayıt günü ilk kez görüyorlar. Sistemin insanı nereye atacağı, sürükleyeceği belli değil. Aileler ise evlenene kadar çocuklarına gerçekten çocuk gibi davrandıklarından ne kendi hayatları konusunda ne de çevresindekiler hakkında kendi analizlerini yapamayan bireyler ortaya çıkıyor. Cinselliğini bile yaşayamayan bir toplumda, üniversite sadece ailenin yanından uzaklaşıp, daha yönlü ilişkiler yaşayabilmek icin il dışına cıkma kapısı olarak bile gözükebiliyor. hal böyle olunca olay sadece para değil, insanlar hangi işi sevdiklerini bilmeden alan ve bölüm secmeye yönlendiriliyor. Ne uygun ve yeterli bir rehberlik danışmanlık servisi var, ne adil ve olumlu sonuçlar doğuran, insanı oyalamayan bir sistem var , nede tabularını yıkabilen aileler. Çocukların gençliklerindeki tercihlerini eleştirmemek lazım gelen başlıklardan biri kanımca.