yaklaşık iki milyon insanın tsk tarafından yok sayılıp ötekileştirilmeye çalışıldığının resmidir. sevin ya da nefret edin, beğenin ya da beğenmeyin meclis'e girmiş ve kendini yasal yollardan temsil imkanı bulmuş bir partinin tsk'nın "benden olmayan yaşamasıncı" faşist tutumu ile kapı dışarı edilmesi ulusalcı güruhu coşturmuş görünüyor. böyle keyfi bir kararın halkı kamplaştırmaya götüreceği, milliyetçiliğin nasıl da bölücü ve yıkıcı olabileceğini çok net görüyoruz işte. faşist 12 eylül rejiminin bitmek tükenmek bilmeyen uzanımları hala peşimizde, hala her köşe başında ayaklarımıza dolanıyor. hala o baskıcı ve tektipleştirmeci düzen halkı dahi yok sayacak şekilde iğrenç bir elitistlikle işliyor. hala sivil siyasete ulaşamadık, tsk nın gölgesinde bir körler sağrılar vaziyeti yaşanıyor. tsk'nın darbelerle, muhtıralarla, basın açıklamalarıyla, internet bildirileriyle pompaladığı bitmek tükenmek bilmeyen gerilimin, üzerimizde demokles'in kılıcı gibi duran gölgesinin altında hala bir laiklik, bir cumhuriyet, bir bölündük bölünecez masalı ile uyutulmaya çalışılıyoruz. tsk demokrasiyi unufak etmekten, halkı yok saymaktan ve ülkeyi "malı" gibi görmekten vazgeçmedi hala. işte böyle "ordu göreveciler" "tsk gözbebeğimizdirciler" olduğu sürece, bu aleni militarizm-faşizm denklemi gözden kaçırıldığı sürece daha çok özgürlük ve demokrasi diye ağlar, yarın bir gün namlunun ucu bize de dokunduğunda herşey için çok geç olduğunu görüp ağlarız. biz bunu elli senedir yapıyoruz halk olarak yine yaparız.