ilk defa çay demleyeceklere tavsiyeler

entry25 galeri
    1.
  1. Çay içmek ve tabiki de demlemek ustalık işidir. Her çayı her adam demleyemez.

    dur sana bi çay demleyim pehlivan. Otur iki dakika da tv den bişeyler izle. Geliyorum çayın suyunu koyup.

    here we go! let the dem begin...

    önce çayın kaliteli olacak. çaykur rize nin 100 gramlık kutuları gayet güzeldir. içinde pek çöpel yoktur. o kutuya, yarısı kadar da kaçak suriye filizi eklersin. ikisini harman eder, cam bir kavanoza koyarsın. kağıt kapta duran çay zamanla koku yapar. malum kış ayları biraz buğulu oluyor hava. Hem çay nemlenirse demi tam çıkmaz. Çürük bi koku gelir insanların burnuna.

    Geçelim demleme kısmına... Önce etraflıca bi besmele çeker, çaydanlıkları falan iyice bi yıkarsın.

    içeceğin kadar demi, demlik kısmına koyar, azıcık soğuk suyla yıkar ve süzersin. sıcak suyla yıkarsan çay berrak olmaz.

    çay dediğin cam gibi olacak. damlası dahi ışıl ışıl ışık saçacak. bi de mesela çayın kalitesi hakkında fikir sahibi olmak isterseniz, bardakta bıraktığı ize, sarılığa bakın. kaliteli ve taze çay bardağı kirletmez.

    çayı ısladıktan sonra demliğin alt kısmını demlik alacak kadar suyla doldur. fazla doldurma. çünkü o suyun tamamını demlemek için kullanacak, ikinci aşamada ise alt kısmı tamamen soğuk suyla doldurmuş olacaksın böylece. niyekine diyenler olursa el cevap dem alttan hemen ısı almaması lazım. acır.

    neyse işte, su kaynayana kadar demliği, ağzını açık bırakarak suyun üstüne koy. su altta ısındıkça demi yumuşatır. ağzı açık olduğu zaman o çiğ çay kokusu gider. daha demlemedik haa karıştırma ortalığı.

    alttaki su kaynayınca demliği-üstte ısladığın vardı ya, hah o işte- ocağın üstüne koy. ateşi son ayara ver. suyu üstten hep aynı noktaya gelecek şekilde dök. ateş harlı olduğu için fokur fokur sevişecek dem o anda. suyu tamamen demliğe veriştirince demliğin ağzını kapat ve soğuk mermer zemine koy, ki güzel çöksün.

    Çayı çöktürmek için ayrıca birkaç dandik yol vardır. Eğer işin acele, misafirin beklenmedik sayıda ise şunlar derdine çare olabilir.
    1-demledikten bi iki dakika sonra demliği, soğuk suyun altına tutarsın. Dışı soğuyan demliğin içindeki çaylar ana bacı kalaylayarak aşağı doğru süzülürler.
    2-küp şeker atmak da bir yöntemdir. Kahvehanelerde içtiğimiz çayların tadının afillikli olmasının sebebi budur. Demi olduğundan koyu çıkartır.
    3-sonuncu yöntem, kaşık vb bir cisimle karıştırmaktır ki en çabuk ve en siktiriboktan olanı da budur. Çayın sövmeye dahi vakti kalmaz, ellerinizle oluşturduğunuz o kainat harikası anaforun içinde çığlık çığlığa demliğin dibini boylarlar.

    Nerede kalmıştık pehlivanlar? Hah tamam. Çayı mermerin üstünde beş dakika kadar beklettikten sonra kaynamak üzere içini su doldurup bıraktığınız ocağın üzerinde olan alt demliğin -adını bilmiyorum ondan dolayı böyle kepaze tanımlamalara girişiyorum- üstüne koyun.

    Isısını kaybetmiş olan dem, alttaki su ile beraber yavaş yavaş yeniden hizaya gelir. Suyunuz kaynadığı zaman çayınız da hazır sayılır.

    Önemli uyarılar:
    1-çay demledikten sonra 15 dakika çaya elleşmeyin. Adam olun lan.
    2-asla ama asla tomurcuk kullanmayın. Bunun yüzünden dünürlüğü yarıda kesip çıkıp giden dostlarım var. kesin ekşici piçler. Alışıklar yarıda çıkmaya.
    3-eğer çayı şekersiz içmeye alışmak isteyen o hazin insanlardansanız-kardeşimsiniz, benim de ağzım keten gibi oluyor- çayın içine karanfilin -buraya çok dikkat- sapından ufacık bir parça demliğe atın. Dikkat edin bak, kafası demedim. Sapından ufak bir parça. Yoksa tüm çayı malamat edersiniz. Tamam güzel kokar ama bir bardak içen, sağol yeğen ziyade olsun deyip içinden ananıza sövebilir. Hatta bana denk gelirseniz bi korum,elinizde tepsiyle kendinizi paşa sinemasında bulursunuz. -evet istiklaldekinde-

    Hadi iyisiniz kızlar. Sizin için de hizmet burada. size servis adabından da birkaç birşeyler öğretiyim de bu kız anasından atasından hiç mi görmemiş demesinler.

    1-bardakların içini sıcak suyla çalkalayıp tamam ya oldu bu demeyin. Dışını da bi sıcak suya tutup kurulayın.
    2-serviste toz şeker kullanın. Küp şeker hem çayı soğutur, hem de karıştırırken daha fazla zaman alır. Çinçinçinçinçikikikikçinnnn tık tık-bardağı karıştırıp çay kaşığını çay tabağına koyma efekti- sesinin muhabbetin anasını bellemesi hiç hoşunuza gitmez sanırım. Hem arkanızdan -hyyy nasıl da oynak gidinin zillisi, bizim oğlanın aklının sapına sokayım, sütyeni yok mu yoksa bunun- gibi lafları duyamazsınız o çıngırtının içinde.
    3-çayları tepsiye dizince bardaklar bir tarafta, şeker ve altlıklar diğer tarafta olsun.
    4-çay kaşıklarının iç yüzü karşıya baksın. Askeri nizam iyidir. Hoş görünür.
    5-çayları verip çekilirken tepsiyi yanınıza indirmeyin. Getirdiğiniz şekilde götürün. Mahalleden sebahat abla değil onlar. Sizin evin misafirleri, ve onlar bu evdeki en iyi karşılamaya layıklar. Ev sizin çünkü.
    6-serviste limon opsiyonunu sakın milletin aklına getirmeyin. Çayın hem tadını, hem de kokusunu piç eder.
    7-bu entryyi bir yere copy-paste edin. Silik milik yerim, ortada yetim gibi kalıp annenizin göz belertmelerine maruz kalmayın.

    ayrıca o haşlama mıdır aşlama mıdır ne boktur, onu bulanı bulan bana getirsin. saygılar.

    parmak kıraathanesi sabaha kadar sizinle. ferdi tayfur ve müslüm baba opsiyonumuz zorunludur.

    edit1:
    aklısıra çay demlemeyi millete öğretecek kardeşlerimizi ortaya çıkarmıştır.

    gelin sizinle biraz da çay tartışalım azizim...

    kaynar su ile demlenmeyen çay köpük yapar ve de çabuk acır. çok kaynar su kullanırsanız evet çay yanar. ama oraya yazan demiş ki: kaynar suyu hep aynı noktaya dökeceksin. bu yanmasını engeller.

    gelgelelim çayın demlenme süresine:

    15 dakikadan fazla demlikte duran çay, kokusunu kaybeder ve ayrıca koyu olur. çay öyle bir ayarda olmalı ki, demli olmasından korkup demi az koymayalım. bardağın yarısı dem, yarısı su olunca cuk otursun.

    e peki hangi suyu kullanalım derseniz, benim tavsiyem, ankara da musluk suyunu kullanın. bazen hazır suların içindeki mineraller falan kaynayınca çok afedersiniz b.k gibi bi tat veriyor.

    onuncu nesil olabilirim ama en kral elemanlara çay verdim ben.

    benim tarif ettiğim çay zengin çayı biraz. fukara adam yumurtanın yanında kolay yutkunmak için bişeyler ister. ona göre çay odur. bana göre ise çay tecrübe işidir. beş metreden, bakmadan, sadece kokusundan çayın ne mal olduğunu anlarım. bi ara karagölde size bi çay zirvesi düzenlerim, bi çay demlerim, parmaklarınızı içersiniz valla. saygılar sevgiler.

    tazeleyim mi efendim?

    edit2:
    çayı semaverde demleyecekseniz de mutlaka ama mutlaka kalın çelik bir çaydanlık kullanın. yoksa çayın demi de fokur fokur kaynar. hiçbirşey anlamazsınız semaverden. zift içer, semaveri begenmedim pek dersiniz.

    alüminyum çaydanlık iyidir. işi çabuk görür. ama ben bizzat kendim bir keresinde zehirlendim çaydan. bu alüminyuma güven olmaz.

    bakır zaten hak getire. çaya şeker atmaya doyamazsınız.

    çelik çaydanlıkta ise hep emziğin lehimi kopar. bunun önüne geçmek için ocağa koyarken suyun emziği aştığına dikkat edin. çelikte çay güzel olur biraz.

    ama en kralı tabiki porselende olandır. yanında kalın bir havlu opsiyonuyla hem soğumayacak, hem de çaya hiçbir müdahalede bulunmayacaktır.

    yeaa şu çayın neyini bu kadar dert ettin. iç gitsin işte yea hayat güzel diyenlere cevap bulamadım. belki yaşları 25 falan olunca dediğimi anlarlar.

    bi de şu ortamda böyle sakin bir konunun tartışılması sizce de muhteşem değil mi.
    7 ...