yavrılarım! canım evlatlarım! gardaşlarım!
bakın beni hiç tanımıyorsunuz. bildiğiniz her şey size ananızın, babanızın, odağınızın, ne bok olduğu belli olmayan yavşakların söyledikleri. ne ben sizin yanınıza gelip sizle iki çift laf ettim, ne siz bana. hiçbir alakamız yok. e ama ben de insanım sonuçta benimde sosyal gereksinimlerim var. arada kafelere giderim, sinemaya giderim, ne bileyim yolda yolakta dolaşırım. buralarda karşılaştığımız zaman bile bir gerginlik bir trip hali yaşıyorsunuz, hiç gerek yok. çünkü ben sizin artık hiçbir şeyinizim.
bizden dediniz, ondan dediniz, şundan dediniz, kürt dediniz, köylü dediniz, dinci dediniz, abimiz dediniz, babamız dediniz, dedemiz dediniz, lutfen artık hiçbir şey demeyiniz! ben sizin bir şeyiniz olsam, bir alakamız olsa zaten bunları demezsiniz. tekrar ediyorum ben sizin hiçbir şeyinizim. ya şöyle düşünün eskici muharrem amca yı, manav hayrettin i, memur sadık beyi görünce gerilip, triplere giriyormusunuz, hayır demi? işte beni de bunlar gibi görün ama abi, amca, eklemeden. tanımadığınız yaşlı bir adam, bu kadar basit.
imdi bir gerginlikte şu ki bu tekrar öğrenci mi olacak bu? bizden mi? olacak? öyle bir şey yok, ha olsam bile benim öğrenci geçmişim belli, kızlarla hiçbir alakam zaten hiçbir zaman olmadı, gene olmaz. hatta bu kadar nefretten sonra hiç olmaz. dışarıda çalışmasın tipsiz daha diyorsunuz, bundan da korkmayınız. sadece biraz heyecanlı bir yapım var. bir de psikiyatri ilaçları kullanıyorum, bilen bilir dengesizlik yaratıyor. yani yanınızdan geçerken size heyecanlanıp elim ayağım birbirine dolaşmıyor. o konuda da rahat olunuz.
şişti bu haddini bildirin, insin diyorsunuz. ben hep böyleydim, siz yeni farkına vardınız. ki bok çukurunda bile çalışsam emin olun böyle olacağım.
tekrar ediyorum ben artık sizin hiçbir şeyinizim.
sizle bir derdim bir alakam yok, olmadı, olmayacakta. (hırlamadığınız müddetçe)