iki ayaklı, yaşadığım derenin, yüzdüğüm suların, özgürlüğümün kıyısına geldi. Elinde zıpkını, plastik çizmeleri ile geldi Ben, ait olduğum sularda yüzüyordum. Yaşamak gayesi hariç hiçbir canlının canına kasttetmemiştim. Hiç bir canlıyı zevk için öldürmemiş, kimsenin hiçbir şeyini çalmamıştım. Zıpkın ya da ucunda yuvarlak bir tel olan bir sopa ile yaralandım. Başımı sudan yukarı çıkardım, havayı kokladım ve iki ayaklının gözlerine baktım. Tırnaklarımla cinayet aletini tuttum ve yüzüne, gözlerimle baktım. Yaşamak istiyordum! Hemen arkamda akıp giden dereye dönmek, akıntıya kendimi bırakmak, sonra ailemin yanına dönmek Yalvartmak insana ait bir şeydi. O insana, insanın insana yalvarması gibi, yaşamak ve özgür olabilmek, özgür ölebilmek, yeniden yüzebilmek, ailemi tekrar görebilmek için gözlerimle yalvardım. Plastik çizmeleri ile kafamı ezdi ve ölü bedenim kıyıya vurdu. Kürk mü oldum bir yakaya, yoksa duvara dondurulmuş bir kafa, salona dondurulmuş bir biblo mu, bilmiyorum.
Tek soru: Neden? Neden beni öldürdün? Neden yaşamımı ve özgürlüğümü elimden aldın?