milletin tercih hakkına saygı duyulmadığının göstergesi.
en basit haliyle şöyle düşünebiliriz. 22 temmuz günü halk ak parti'yi iktidara getirdi ve yetkiyi ak parti'ye verdi. "sen bizim temsilcimizsin, bizi adam gibi temsil et" dedi. ak parti'de halkın kendisine verdiği görev gereği a. gül'ü cumhurbaşkanılığına aday gösterdi ve a. gül 11. cumhurbaşkanı oldu. buraya kadar herhangi bir sıkıntı yok. herşey gayet legal yollardan sonuca ulaştı. hatta 367 gibi illegal engelleme çalışmalarına rağmen. cumhurbaşkanı bir milletin aynı zamanda başkomutanıdır ve bu görevi kişiye halk yükler. türk milleti de 22 temmuz'da yukarıdaki zincire göre verdi görevi. fakat ordu, başkomutanı'nı tanımamak için ısrar ediyor. yani halka diyorki, "senin dediğin değil bizim dediğimiz olmalıydı, senin yüzünden bu adamla yüzyüze gelmek zorunda kaldık"
maalesef ordunun bu tavrı takınması, korumakla mükellef olduğu halkın karşısına başka bir yüzle çıkmak demektir. yani ordu an itibariyle halkla karşı karşıya gelmiştir, kaşlarını çatmış bir vaziyette.
kuralsız olan birşey var mı? yok!
a. gül makamına legal yollardan oturmuş mudur? oturmuştur.
a. gül'ü o makama türk milletinin çoğunluğu mu getirmiştir? evet
ordu yaptığı hareketle halka karşı mıdır? evet
yapılanlar demokrasiye aykırı mıdıR? evet
devlet kademesindeki insanlar şahsi davranabilir mi? hayır
ordu halkın kararını kabullenmeli midir? evet
ordu'ya ne yapmak düşer? hiyerarşik düzene boyun eğmek.
bizimkiler tarihi falan incelemiyorlar galiba. yeniçeriler, tanzimatçılar, t.c'deki askeri darbeler vs. hepsi devrinde bulundukları devletin hızını kesmiş, gelişimini geciktirmişlerdir. hepsi de kişisel hırs yüzünden çıkmıştır. bakalım tepemizdekiler bu durumun ne kadar farkında. yapacakları olası bir darbe ile vatan sevgilerini gösterirler, sonucun diğerlerinden farklı olmayacağı kesin tabiki!
