kimin ne kadar bölücü olduğu hususunda sağlam bir kanaate varmaktan da öte yıllar boyunca kapalı bir şekilde yaşayan ve halk arasına katılmayı her zaman zul addeden zihniyetin bir süre sonra bu kapalılık neticesinde nasıl da hastalıklı bir benbilirimcilik havasına girdiğinin manidar bir örneğidir. demek ki bu efendiler millet derken milletin azınlıkta kalan ama azgınlıkta kimselere pabuç bırakmayan bir kısmını kastediyorlar ki bu da bunca zaman zaten ne anlama geldiği hususunda bir türlü karara varılamamış bir kavramın -millet- tam anlamıyla ırzına geçmek demektir.
üstad cemil meriç"bazıları kalemle bazıları silahla doğar" derken neyi kastettiğini bir türlü anlamayan aklı evvellere tenezzül edip de şerh yapacak durumda değiliz. ama kendi kendimize tekrar etmemiz gereken bir husus var ki o arada duyulur ya da okunursa bazılarının gözü açılır belki diye umut ediyoruz. çünkü yıllar boyunca gözleri değil de başka bir yerleri açık kaldığı için zerre değeri olmayan hamasi duyguların ve fikri herzelerin hatrına aklı ve sağduyuyu alçakça pazarlayanlara pek bir meftun oldukları aşikar.
nedir o mevzu? şudur efendim. allah akıl fikir versin diyeceğim ama onun da buraları çoktan terkettiği belli. yoksa bu kadar hüdayinabiti başka nasıl açıklayabiliriz.