cevap verilemeyeceği düşünülerek bir çok yerde müslümanlara sorulan sorulardır. birkaç örneği de verilen bu sorular her yerde sorulmuş ve bir zeka pırıltısı imiş gibi sunulmuştur lakin herşeyin verilebilecek bir cevabı vardır..
örneğin;
soru: kuranda yazan hikaye niteliğinde şeylerin geçmiş efsane vb yerlerden araklandığı*
cevap: varolan/olduğu söylenen birşeyin yeniden açıklanmış olması illa ki kopyalandığı/araklandığı anlamına gelmez. kuran aynı zamanda bir nevi bir tarih kitabıdır. tarih içerisinde olmuş/olduğu söylenmiş* şeylerin tekrar tekrar farklı kaynaklarda yazılması herhangi bir kopyalama yorumuna neden olamaz..
soru: kaldıramayacağı bir taş yaratıp yaratamayacağı veya kendini yok edip edemeyeceği ya da kendinden güçlü bir varlık oluşturup oluşturamayacağı..
cevap: kaldırılamayacak taş, ağırlık, boyut gibi maddesel ölçüler; varlık, yokluk gibi maddesel/felsefik öğreti/düşünceler* tamamen bu dünyaya, bu evrene, buranın fizik kurallarına göre bizim yüklediğimiz anlamlar sonucu matematiksel kurgularla yine bizim hayat verdiğimiz kavramlardır. gerçeğin ne olduğu sorusu zaten belki de bu dünyadaki en önemli sorudur ki hala cevabı bulunabilmiş değildir..
soru: peygamberin allah tan daha iyi düşünüp düşünemeyeceği*
cevap: kuranda namazın vaktiyle ilgili böyle bir açıklama, anlatım mevcut değildir. uydurmalar da ne dini ne de allah ı bağlar..
ne atıp tuttun be kardeşim..
şiirli editto: ne entryler silinmez sözlükte kalır da
takarlar üç beş kişiye gereksiz konularda
fikre uymuyor diye birileri yakılacaksa
ne işimiz var aga bu sözlükte hala..
--spoiler--
bu şiirde geçen kişi ve kurumların gerçek kişi ve kurumlarla hiçbir ilgisi yoktur
--spoiler--