tarih boyunca tüm medeniyetlerin ilgi odağında yer alan bir coğrafya olmuştur. her yöne açılan yollar üzerindeki konumu; balkanların kültürel zenginliklerinin kaynağı olduğu kadar, yaşadığı toplumsal tarihsel trajedilerin asıl nedenlerinden biridir.
avrupadaki tüm büyük güçler, asyanın, doğu akdenizin, afrikanın, güney ve güneydoğudaki sıcak denizlerin zenginliklerine ulaşabilmek ve kendi güvenliklerini garanti altına alabilmek için balkanlar için yüzyıllar süren büyük savaşlar gerçekleştirmişlerdir.
balkanlarda hakimiyet, akdeniz, kuzey afrika, kızıl deniz ve hint okyanusundan geçen ticaret yolları üzerindeki hakimiyetin tamamlayıcısıdır.
günümüzde bu olguya, enerji yolları üzerinde kontrol sağlama kavgası da eklenmiştir. balkan topraklarında yaşayan milletler, tek bir devlet sınırı içinde yaşamamakta ve birçok milletin fertlerine birçok devlet içinde rastlanabilmektedir.
balkanlarda yaşayan başlıca halklar şu şekilde sıralanabilir; türkler, yunanlılar, bulgarlar, sırplar, boşnaklar, arnavutlar, hırvatlar, makedonlar, romenler, slovenler, karadağlılar, pomaklar, ulahlar ve romanlar.
konuşulan başlıca diller ise şunlardır: türkçe, yunanca, bulgarca, sırpça, boşnakça, hırvatça, arnavutça, makedonca, romaence, slovence, roman dili.
üç büyük semavi dinin mevcut olduğu, farklı ırkların yaşadığı, onlarca farklı dilin konuşulduğu, balkan yarımadasında, türkler, yunanlılar, bulgarlar, romenler, arnavutlar, sırplar, hırvatlar, slovenler, boşnaklar ve makedonlar en büyük halkları oluşturmaktadır.
soğuk savaş dönemi ve sosyalist rejimler balkan toplumlarındaki milliyetçi duyguları azaltmamış, aksine derinden beslemiş görünmektedir.
soğuk savaş sonrası yugoslavyanın dağılışı ve gün yüzüne çıkan milliyetçi hareketlenme, bölgede yaşayan halkların beklentilerine göre neticelenmiş ve sadece bağımsız, sorunlu devletlerin oluşumuna neden olmuştur.