gerçek sanat, gerçek yazın topluma egemen ideolojinin söylem tarzlarıyle çelişen bir yapıda ve söylev yapısına tezat oluşturur nitelikte boy gösterir. sürgünler *, yasaklanmalar *, intiharlar *,hapisler *, akıl hastaneleri *,ölümler * vb tepkilerin altında temelde bu eksende ilerleyen bir sancı vardır ,kapitalist toplum kendi işine gelmeyen uğraşı toplumdan uzak tutma gayreti içinde olacaktır. para mal ve para döngüsüne sokamadığı sanat dalını öteleyecektir. mimari büyük oranda işine yarayacak, resim döngüde yerini alacak ancak "şiir" o çarkta devinemeyecektir.bu konuda cemal süreya "şiir, kentsoylu aktörenin,bu aktörenin beslediği ve beslendiği işlevciliğin ,bu işlevin iskeletini oluşturduğu çıkar ilişkisinin doğrudan bağlantılı bir denklem oluşturduğu hazcılığın ve bunların somut dışavurum uzamı olan pazar'ın dışına itilmiştir" diyerek durumu olanca gerçekliğiyle dile getirmiştir. şiir seslidir, sesin kendisidir ve düzen sesi sevmez ,itibarsızlaştırmaya çalışır. bugün ülkemizde şiirin toplumsal manzaradaki yeri ve volümü bu denklemin sonucunda görünmektedir.