Ben seni hiç görmeden büyüdüm. Pek fazla birşey bilmiyorum senin hakkında. Bana anlatmıyordu kimse etkisinde kalırım diye. Zaten anlatılanlar da ne derece doğru ya kim bilir. Şuan senin dünyadan ayrıldığın yaştayım. Tam 20 yaşında. Ama sana daha nasıl hitap edeceğimi dahi bilmiyorum. Bi gün mezarının başında ağlamıştım. Sebebini anlatmayacağım. Ilk defa o gün yokluğunu hissettim. Eğer sen dünyada olsaydin hiçbirşey o derece canımı sıkamazdı. Ama sen merak etme 20 yıl boyunca hep mücadele verdim. Belki de gururlanırsın benim oğlum neler yapmış diye. Ama anlatcaklarim bunlar değil.
Bugün senle ilgili çok şey öğrendim. Ailenin en büyük oğluymuşsun. Hatta senden büyük kardeşin varmış da o vefat edince bidaha kimlik çıkarmayıp onun kimliğini sana vermişler. Benim kimliğimde yazan isim abinin ismiymiş yani. Hep kafam karışırdı. Neden kimlikte farklı yazıyo millet başka diyo diye. Ayrıca ilkokul 1den beri çalıştığın dükkanı gördüm giremedim ama kızma yakın zamanda gitcem. içinde resmin asılıymış onu görmeye gitcem. Saatini, cüzdanını 20 senedir sakliyormuş amcan benim için. Onlari da alicam. Ayrica universite sınavında doktorluğu 20 puanla kaçırmışsın. Diğer bölümleri tercih etmeyip baba okuyacaksam en iyisini okuyayim demişsin. Sonra evlilik asker derken okuma işi yalan olmuş. Çok inançlı bi insan olduğunu biliyorum zaten her perşembe yasin okurmuşsun. Belki de sen yaptın diye okuyorum bende. Bugun 20 yaşındayım senin dunyadan ayrıldığın yaşta senle aynı ismi taşiyorum. Bana baban koyu fenerliydi o yuzden ikinci adını koydu dediler, o sebeple fenerbahçeyi tuttum. Koyu fenerliyim merak etme. Sen doktor olmak istemişsin ben şimdi tıp okuyorum. Ben seni hiç görmemiş olsam bile ister istemez senin yolundan gidiyorum. Oğullar babalarına çeker derlerdi inanmazdım. Bugün ona inandim. Seni görmemiş olsam bile istemsizce yaptığım şeyler senin yaptıklarınmış. Hayat işte ne garip değil mi. Neyse diyceklerim bunlar huzur içinde uyu.