geçen yıl, 2 ay kadar uğraşıp başardığım hadise. yöntem olarak, sürekli kendime "şu an rüyada mıyım" diye soruyordum.
evimde, benim odamda ben ve yakın bir arkadaşımız oturuyoruz. ama ne ilginçtir ki arkadaşım daha önce hiç bizim eve gelmemiştir, ve zaten büyük ihtimalle de hiç gelmeyecektir. otururken ben konuşuyorum, arkadaşım dinliyor; tek bir kelime etmiyor. neyse efendim, odadaki perdeler de sonuna kadar çekilmiş. dışarısı net bir şekilde görülüyor: karanlık bulutlar tüm gökyüzünü kaplamış durumda. ama bulutlar çok değişik şekilde, sanki ilkokulda resim defterine çizdiğimiz bulutlar gibi. ben de arkadaşımı konuşturmak için soruyorum:
"k.... bulutlara baksana, ne ilginç. sanki rüyadayız lan!" bunu söyledikten sonra tebessüm ettim. aradan birkaç saniye geçti. rüya? "biz şu an rüyada mıyız?"
rüyada olduğumu fark ettiğim an, sanki bir film-kitaptaki inanılmaz şaşırtıcı sonu izlerken verdiğim tepki gibiydi: hasssssiktir! sanki dünyanın sırrını öğrenmişim gibi olmuştum.
neyse efendim, o heyecanla acayip bir korku yaşayıp bağırdım rüyamda. sonra birisi beni dürtükleyince uyandım. "ne bağırıyorsun oğlum?" diye sordu annem.
sesim taa annemin odasına kadar gitmiş meğersem. eğer uyandırmasaydı, belki de, çok istediğim lüsid rüyamı gerçekleştirecektim. şimdi ise yapmaya korkar oldum, cesaretimi topladığımda tekrar yapacağım.