''...Bu arada yanmakta olan şöminenin çıtırtılarını işitmiş acımasız çocuk. Gözlerinde kötü bir gülümseme belirmiş. Kurşun Askeri kaldırıp şöminenin içerisine atmış acımadan. Kurşun Asker odunların arasına düşüp ateşte erimeye başlamış. Olanları Balerin Kız masanın üzerinde göz yaşları içerisinde izliyormuş. işte tam bu sırada bir mucize gerçekleşip; odanın penceresi açılmış ve güçlü bir rüzgar odadan içeriye girmiş. Balerin Kızı da sevgilisi Kurşun Askerin yanına şöminenin içine uçurmuş. Kurşun Asker erimekteyken sevgilisinin de yanında olduğunu görüp bulunduğu duruma hiç üzülmemiş... Ertesi sabah şömineyi temizleyen evin hanımının, küllerin arasında bir şey dikkatini çekmiş. Bu, küllerin arasında pırıl pırıl parlayan kırmızı bir kalpmiş. Artık sonsuza kadar Kurşun Asker ve Balerin Kız hiç ayrılmayacakmış...''
uzun zaman sonra 10. nesil olarak uludağ sözlük'e dönen yazar. buraya farklı bir şey yazmıştım, sonra saçma geldi sildim. *