Bu iş, meslek benlik değil. Girdik öylesine, sonra akademisyen oluruz, üniversitede kalırız dedik; zorluğu, sorumluluğu görünce vazgeçtik... Çocuk yetiştirme kurumlarında çalışırız dedik, faydalı olalım, yata yata para kazanmayalım dedik; okurken mesleği beceremeyeceğimizi faydasız olacağımızı fark ettik; vazgeçtik... Okullardan birinde "rehber öğretmen" olacağız bu gidişle; bu gidişle yatacağız ileride.
internette takılıyorsun, dünya hakkında yazılar okuyorsun, felsefi, siyasi... Sonra okula gitme zorunluluğuna küfrediyorsun. Oyun oynuyorsun, işe yaramayan, tatmin etmeyen bir başarı tatmininden başka bir şey geçmeyince eline onu da bırakıyorsun. ibadet ediyorsun, islam'ı öğrenmeye çalışıyorsun; istediğin, dileyip arzuladığın şekilde islam içinde yaşayamayacağını görünce hevesin kaçıyor da ayıplıyorsun kendini. Hayatın boyunca ilk kez bir şeye bu denli inanıyorsun da bunda bile istediğini yapmıyorsun diye...
Aslında babam demişti ki ister üniversite okursunuz, ister gelir benim yanımda serada çalışırsınız diye... Gülüp geçtim şu güne kadar... Mizah anlayışım bok gibiymiş...