2000 yılında amerikan dış işleri bakanının milenyum konuşması adı altında yüzyılın lideri olarak söylediği kişinin atatürk olduğunu bilmeyen bir salaktan çok daha akıllıdır. Ayrıca Küba gibi bir ülkede Atatürk dışında hiçbir yabancı devlet adamının heykeli yoksa dünya lideri olup olmadığı konusunda tereddüt yaşamak bile salaklıktır. Emin olunmalıdır, yer yüzünde ezilmiş ve sömürülmüş ne kadar millet varsa atatürk'ü sever.
Sevmeyenler bu kahraman insanın dehası ile savaş meydanlarında bileğini bükemeyenler, ona karşı ne siyasi ne askeri zafer kazanamayanlardır. Onlar içlerinden kıskançlık duyarlar fakat bunu asla söyleyemezler, Nefretleri bu yüzdendir. Kaynaklarla konuşalım,
--spoiler--
Trablusgarpta, italyan emperyalizmine karşı,
Çanakkale'de ingiliz emperyalizmine karşı,
Muş ve Bitlis'te Rus emperyalizmine karşı,
Suriye-Filistin'de ingiliz emperyalizmine karşı,
Sakarya ve Dumlupınar'da ingiliz destekli Yunan emperyalizmine karşı
savaşmış;
Ve bütün bu savaşlardan zaferle çıkmıştır. O dünya tarihinde yenilmeyen "tek" antiemperyalist özgürlük savaşçısıdır.
Örneğin, Montevideoda yayınlanan El Dia gazetesi, 1 Eylül 1922de, Türklerin zaferi tam bir ingiliz yenilgisidir. Arap dünyasındaki ingiliz planlarına en güçlü ve en akıllı darbedir. yorumunu yapmıştır.
Arjantinin La Nacion gazetesi ise, 18 Eylül 1922de, Türklerin zaferi sadece Yunanlıların değil aynı zamanda Asya ve Afrika halklarının gözünde tüm Avrupa medeniyetinin yenilgisidir. yorumuna yer vermiştir.
Gelelim Che'nin akıl hocası Mariategui'ye.
Kendisi özellikle Kemalist Devrimin hızı üzerinde durmuştur. Şu cümleler ona aittir:
Türkiye şimdiye kadar görülmemiş, muazzam dönüşümlere sahne oluyor. Beş yıl gibi bir sürede ülke, kurumlarını, izleyeceği yolları ve düşünce tarzını radikal bir biçimde değiştirdi.
Mariategui ayrıca, Türkiyenin beş yıl içinde çağdaş bir toplum haline geldiğini, ulusal birliğe kavuştuğunu ve Batı medeniyetiyle bütünleştiğini anlatmıştır. Üstelik bunun, yabancıların baskısıyla değil, kendiliğinden, içten gelen bir dürtüyle gerçekleştiğini belirtmiştir.
Mariateguiya göre, Türk Devriminin başarısının altında Türk Kurtuluş Savaşı ve Kemalist Devrimîn kararlılığı yatmaktadır.
Mariategui, Türk Kurtuluş Savaşını Davutun Golyata karşı kazandığı zafere benzetmiştir. Yenik ve parçalanmış hasta adam yeniden ayağa kalkmış ve dönemin en büyük emperyalistlerine karşı meydan okumuştu. Böylece insanlık tarihinde Japonyadan sonra (1905-Rus-Japon Savaşı) bir başka ezilen, barbar olarak adlandırılan bir halk, Avrupalı güçlere dur demişti.
Ona göre, Türklerin bu zaferi Latin Amerika ülkeleri için de çok önemliydi.
Venezuella'nın antiemperyalist lideri Hugo Chavez, Venezuella'da "Atatürk'ün Sosyal Fabrika Projesi'ni" uygulamaya koymuştur. Gazeteci Yazar Banu Avar, Venezuella gezisinde Atatürk modeli fabrikalarla karşılaştığında çok şaşırmıştır.
Chavezin Yeni Anayasasında, Türkiye Cumhuriyetinin 1924 ve 1961 anayasalarından alınan 65 madde yer almaktadır.
Mao, 1935teki Uzun Yürüyüş öncesinde Şangay Meydanında toplanan binlerce Çinliye:: Ben, Çinin Atatürküyüm. diye seslenmiştir.
Ve 1948den bugüne, 1,5 milyar nüfuslu Çin Halk Cumhuriyetinin okullarında 8 ve 9. sınıflarda okutulan Yakınçağ Tarihi ders kitaplarının kapağında bir Atatürk resmi yer almaktadır ve içinde Atatürk ve Cumhuriyet Devrimleri anlatılmaktadır.
Çin, Atatürkü ve devrimleri gençlerine öğretirken, KKTCde Annan Planı gereği, Yakınçağ Tarihi ders kitaplarından, Atatürk ve Türkiye Ulusal Kurtuluş Savaşı bölümleri çıkarılıp yerine, Kuzey Kıbrısta bulunan kilise ve manastırların tarihçeleri ve resimleri konulmuştur.
Yeterli mi? Okumadıysanız da çok problem değil burada yazanlar dünya tarihinin tamamen gerçekleridir. Sünepe yazarlar gibi ortaya iddialar atıp kaynakla konuşmayanlara ithafen yazılmıştır.