duygu dolu anlar yaşayan, ağlayanlar, vah yavrum diye iç geçirenlerden oluşan bir seyirci önüne geçmiş ufacık bedenlerin dünyayı bu şekilde algılamasını sağlamak mı takdir edilmesi gereken olay, yoksa henüz kendi karakterlerini edinmemiş, benlikleri oluşmamış, hiçbir şeye itiraz edemeyecek pozisyondaki çocukları tutup da büyük sorumluluklarla birlikte kocaman çarkların arasına sokup, parçalanmalarını izlemek mi?
klişe tabirle büyümüş de küçülmüş bir şekilde davranan bu çocukların, herkesin durmadan ayar verdiği gündüz kuşaklarının kadın programlarına katılanlardan ne kadar farklı? ağlamalar, acıklı hikayeler, hafif şiveli konuşmalar, zaman zaman gaza gelip popülist ve milliyetçi davranışlar..
hepsi aynı değil mi?
hayır değil. o ayar verilen programlarda herkes yetişkinken, burada yetişkinlerin kuklası olmuş küçük çocuklar söz konusu.
daha da ileri gidecek olursak, o güzide kurumumuz rtük, herşeye çocukların ve gençlerin bedensel ve zihinsel kaygısıyla dalarken, şimdi nerede? ha ama çıplak bedenler ve sevişme sahneleri olmadığı sürece herşey süper değil mi? ahlak kavramını sekse eşitleyip, seks kavramını da olabildiğince göz önünden çekince, topluma yayılan ahlak ile herşey daha güzel olacaktı zaten .
ahlak denilen şey bu kadar basit bişey değil ki, sen bu programı yayınlarken, yaparken, sunarken, çocuğunu böyle bir çarkın içine atarken ve bütün bunlardan beklentin sadece para iken hiçbir şey olmasın, ama azcık seks muhabbetinde, çocuklaaar, gençleeeeer, ahlak elden gidiyoooor diye kendinden geç.
kısacası, küçük bedenlerin meze edildiği programdır ve ahlak denilen şeyden zerre kadar taşımamaktadır.