bozuk erkek, büyük bir ihtimal annesi ya da ilk sevgilisi tarafından galebe çalınmış, duyguları örselenmiş, ilişki dengesi bozulmuş erkektir. "sevgi" ne demektir tam olarak bilmeyen bir insandır. annesi, onun hayatında tanıdığı ilk kadın, bu erkeğe kötü muamele etmiş; ya da bu erkek annesiz büyümüştür. ikinci ihtimal ise ergenlik yıllarından gençlik yıllarına uzanırken "aşk" olarak kodladığı o duygunun aslında ezik bir ego savaşı olmasıdır. ilk kadınlarından biri tarafından eziyet gören erkeğin dengesi büyük bir ihtimal bozulur. işte bu adam artık standart ilişki kuramaz.
bu kadınlar ise varoluş gerçekleri olan "yarışmacı" ve "kıyaslamacı" doğaları gereği macera arayan kadınlar. ilk bakışta bu bozuk dengeli erkekleri ayırt edip onlara yeni bir nizam verebilmek için gençosman'lık yapmaya yeltenir. kadınların efendi erkek yerine piç erkek tercihi bundan mütevellidir. aslında bu kadının amacı erkeği alıp onarmak, rüşdünü ispat etmek ve hemcinslerine üstünlük hissetmektir. "burnunu ben sürterim" ya da "bana gelene kadar çok çapkınmış" cümleleri duygularının yanlış birer ifadesi. erkeğe baktığında aslında hiç çözemeyeceği sorunları görüp bunlara iştahı kabarır. elinde tornavida, yankeski, kargaburun dolaşır gibi gözü hep piç erkekleri arar.
işte dostlarım, efendi-piç tartışmasının özü budur. aşk denen nesnenin her şeye gücü yetmez. bu yanılgıya düşe düşe o kadar çoğaldık ki, artık etraftaki erkeklerin çoğu bozuk, kadınların çoğu tamirci.