türkiye'den sıkıldığım zaman konya'nın beyşehir'ine giderim ben.
kuşbaşılı pideye etlekmek deriz biz...
k harfleri yerine g.
kordon elektrik aletidir bizim için (elektrik aleti?)
kumru da kuştur.
yengesini yiyeni oyarız.
sen merhaba dersin...
biz silağmunaleygüm yiğen deriz.
uzatırız...
gidiyong geleyong deriz.
aile dediğin, amca yiğen dede hala halaoğlu teyze tiyzoğlu falan filan işte.
evimiz isterse 3 metrekare olsun, her an en az 15 misafirimiz olur. kurban filan gibi mazeretler uydurur, fakire fukaraya et yidiricez deyip hayvanın en güzel yerini yeriz günlerce. bi oturuşta bi inek bi dana yeriz, sakatat severiz, dalağa bayılırız; sabah namazına kalkmazsak allah çarpar! çok lafa karnımız toktur bu arada, "nassın eyi misin, çocuklar nasıl, daha daha nassınız" yeterlidir bizim için.
*
mayışlı sigortalı işi olmayana kız vermezler; isterse başlık parası on bin olsun! liseye giden kızının erkek arkadaşının olması katil eder babaları; kendilerinin de kız arkadaşı falan yoktu lisede... bak iddia ediyorum, okey şampiyonası düzenlense, beyşehirli delikanlılar alır kupayı... her gün aksatmadan kahveye giderler çünkü... şaşırdın di mi? al buna da şaşır, günde üç paket sigara içerler... bulu cin giyerler, paraları varsa altın zincir takarlar, öküz gibi bakarlar, kafaları atarsa bi çakarlar, bi de duvardan yersin... nadide sultan'ız, veli efendi hipodromu'yuz, akyokuş'uz, bi kafa atıp da kaşlarına, çıktı mı eyvah dersin karşına, john f. kennedy caddesiyiz... ne? sensin ayı! biz adamın ciğerini söküp kahvaltılık diye yeriz. ayıptır söylemesi, fazıl say'la tuluyhan uğurlu'yu, friedrich engels'le friedrich nietsche'yi ayırt edemeyiz biz...
....
ha bu arada tekrar söylemeye gerek var mı? kuşbaşılı pideye etlekmek dediğimizden gerçekten çok özel insanlar olmalıyız biz...