''merak kediyi öldürür'' misali gidip aldığım ve bitirdiğim kitap. pek çok kişi gibi ben de klasik bir kaynata sikici yazısı bekliyordum ancak ilk sayfaları gerçekten beğendim. bundan sonrası spoiler içerir, o yüzden dikkat:
--spoiler--
- blog içinde de sıkça başvurduğu benzetmeleri bu kitapta da kullanmış sikko. üstelik bokunu çıkarmış. anladık amına koyayım kendi çapında bir umut sarıkaya'sın, 80'lerin sonu 90'ların başında çocuk olmak, soba ve kestane, bizimkiler ve pazar akşamı... e yeter da. bir ara acayip sıkıldım ve okumayı bırakmayı düşündüm sırf bu yüzden.
- ilk sayfalarda illuminati zırvalıklarına bulaşmayıp hayat dersi vermesi artı puan.
- kitabın en sıkıcı, en boktan kısmı can'ın artık satılık bir kalem * haline gelmesiyle başlıyor.
- can'ın arya ile olan ilişkisinden de bir sikim anlamadım. üstelik can da benim gibi olgun kadınlardan hoşlanıyor * buna rağmen hislenmedim.
- kitap bir nevi blog'u baştan sona okumuş kişilere * hitap ediyor. klasman dışı yazılarının birleşimi gibi bir şey olmuş. ilk sayfaları gerçekten güzel ama can satılık bir kalem olduktan ve alman ayısıyla birlikte bir patronun evine gittikten sonra boka sarıyor. arya meselesi ise çok gereksizdi, niçin ve nasıl * öldürüldüğünü okuyucuların hayal gücüne bırakmış herhalde sikkofield. sikko müritlerinin çoğu bir ritüelde kurban edildiğini sanıyordur belki de * ben ise hiçbir şey anlamadım.
--spoiler--
sonuç olarak sırf ilk sayfalarından ötürü tavsiye edebileceğim bir kitaptır. ''sikko kim yeeeaaa, ben onun kitabını alır mıyım hiç yeeeaaa'' demeyin bence. en azından kitabı bitirdikten sonrasına saklayın bu cümleleri * pişman mıyım bu kitabı okuduğuma, eh biraz. artık eskisi kadar beğenmediğim, müridi olmaktan çıktığım bir kaynata düşmanına ait sonuçta *