la vie d adele

entry27 galeri
    5.
  1. gittiğim, izlediğim, orjinal adı la vie d'adele olan bir abdellatif kechiche filmidir. sabah 11.30 seansı olmasına rağmen salon baya kalabalıktı, gerçi sınırlı sayıda seans var ama yağmurlu havada iyi dolmuştu bana göre.

    öncelikle, "aha porno filmi, hemen gideyim ehehehehe" düşüncesi ile gitmeyin, film zaten 3 saat, toplasan 10 dk boyunca sevişme sahnesi var, ayrıca açın internetten izleyin efendim, 2013 yıında 12 lira bayılıp sinemada mı porno izleyeceksiniz mına koyim?

    öncelikle yönetmenin "aman gişe yapayım, aman marjinal görüneyim" gibi öznel düşünceleri olmadığı açıkevet film 3 saat ve bana göre biraz uzun olmuş, sanat filmlerinde ki "uzun film" ritüeline uyulmak için biraz zorlamışlar gibi geldi bana. çekimler "doğal olacağız" fikriyle yapılmış ama biraz sıkmış sanki, örneğin yemek yerken ki yapılan çekimlerde neredeyse kızın küçük dilini görecektik, şu olaya başka bir çözüm bulsalar keşke. film genel olarak "iki lezbiyenin aşkı"ndan çok genç bir kızın hayatında ki gerek sosyal, gerek cinsel değişimleri, kızın kendine bir kimlik arayışı konu almış. başarılı olmuş denebilir. seks sahneleri de biraz uzun olmuş gibi* zira 10 dk boyunca izleyince, insan ister istemez geriliyor ki ben en yakın arkadaşlarımdan biriyle gitmeme rağmen gerildim. hatta bir ara gülesim bile geldi,dudağımı falan ısırmak zorunda kaldım, böyle olunca da iki meme görüp gülmeye başlayan ergen gibi oldum ama 8.dk dan sonra falan baya baya tuhaf oluyor insan.

    oyunculuklar çok, çok başarılı. Léa Seydoux'a bazı filmlerden aşinalığımız var ama Adèle Exarchopoulos* isimli oyuncuyu, izleyiciler tıpkı benim gibi ilk defa görüyorlardır. oyuncunun 1993 doğumlu olması da ayrı bir faktör. güzelliğinin yanında büyük bir oyunculuk yeteneğinin de olduğu aşikar.büyük ihtimalle ileride bir çok filmde göreceğiz kendisini. özellikle ayrılma sahnesi inanılmaz doğaldı. adele'ın önce yalan söyleyip, sıkıştıktan sonra gerçekleri söylemesi, emma'nın onu evden kovması, adele'ın kapıda durup bir süre ağlaması, hatta çıktıktan sonra kadıköy sokaklarında* mavi paltosuyla adele belirse şaşırmazdım herhalde çünkü filmden sonra o adele değil "bizim kız" oldu birden bire.

    bu film hayatın farkında olmadığımız gerçeklerini de yüzümüze çarpıyor aslında.

    filme aç gitmenin de cezasını yemek sahneleri sırasında çektik tabi, doğal çekim dalgası yine vurdu yüzümüze, soslu makarnaları bir yiyişleri var, filmin yarısında çıkıp makarnacıya gidesim geldi resmen.

    sözüm o ki, la vie d'adele' *bir genç kızın, sosyal, cinsel hayatında ki değişimleri, kızın kendine bir kimlik arayışını konu alan, ve ana fikri seyirciye bırakmış bir film. yani filmin ne anlattığı insanın filme bakış açısına bağlı, belirttiğim gibi "lezbiyen pornosu" da diyebilirsiniz, "sanat filmi" de diyebilirsiniz. altın palmiyeyi benim gözümde hak eden bir yapımdır ama bu ülkeye, ülkemizin insanına uygun bir film midir? pek sanmıyorum, hatta bu yüzden sadece belli salonlarda gösterimde olabilir.

    son olarak da filmin güzel bir alternatif afişi:http://25.media.tumblr.co...ozpvsrNw1sjx182o1_500.jpg

    8/10.
    5 ...