barda masumca oturan thai kızı

entry1 galeri
    1.
  1. kısa süreli bir kalp hırsızlığına bulaşmış kızdır.

    adı suannah phetloet'tir...

    bundan tam 3 sene önceydi. bir iş gezisi(!) için tayland'a gitmiş, gitmişken de günahlar şehri pattaya'da bulunmuştuk...
    -------------------------------
    not: bilmeyenler ve henüz görmeyenler için dünyanın en özgür şehri pattaya;
    https://www.youtube.com/watch?v=xyGKBlaXCFw
    -------------------------------

    ilk günümüz otele yerleşmek ve çevreyi gezmekle, kısacası yurtdışına çıkan herkesin yaşayabileceği sıkıcı ve rutin şeylerle geçmişti. uzun uçak yolculuğu ve pattaya'nın aşırı nemli sıcak ve iğrenç kokulu havasına alışmak epey zor olacaktı.

    otelimiz dünyaca meşhur walking street'e çok yakındı.
    gelişimizin ikinci günü sabahın ilk saatleri itibariyle pattaya'nın nimetlerini keşfe başlamıştık.
    bir grubumuz adım başı mevcut olan thai masaj salonlarından faydalanıyorken, diğer grubumuz pattaya'daki ilk gününde timsah çiftliği turuna katılmayı tercih ediyordu(öküz aleyhisselamlar)...

    havanın yavaş yavaş kararmasıyla beraber pattaya'da şekil değiştiriyor ve ziyaretçilerine bunu hissettiriyordu.
    güneşin batışı ve akşam yemeğini takiben otelimize dönmüş, muhteşem olacağı her halinden belli olan gece için hazırlanmaya başlamıştık. önce ılık bir duş, akabinde üzerimize giyeceğimiz en güzel kıyafetler ile günah şehrini fethetmeye hazırdık...

    sokağa çıkmamızla thai fahişelerinin tacizine uğramamız arasında geçen süre, ortalama bir türk erkeğinin boşalma süresine eşitti. walking street'in her metrekaresinde seksi kızlar, lady boy'lar ve turistler doluydu artık.

    tavsiye üzerine biz ilk gecemizde tony's'e gittik. tek kelime ile muhteşem bir gece kulübüydü. kapıdaki güvenlikler bizim türk olduğumuzu çok uzaklardan anlamış, bizi kulübün en stratejik ve güzel noktasına yerleştirmek için içerideki bell boylara talimat vermeye başlamışlardı.
    thai gece kulüplerinde türk olmak çok önemli arkadaşlar. dünyadaki tüm milletlere mensup insanlar bu kulüplere girerken giriş ücreti ödemek zorundalarken, türkler bu giriş ücretinden muaftır.

    herneyse, gece muhteşem seyrediyordu. isteyen beğendiği hatunu seçmece karpuz gibi alıyor, oteline gidiyor, birkaç saat sonra geri gelip kaldığı yerden devam ediyordu.

    birkaç gün olaylar bu minvalde seyretti.

    o gece yine tony's mesaisindeydik. ama artık canım sıkılıyordu.
    hayatımın son 4 günü sekse, kadına, içkiye, masaja, eğlenceye doymuştum artık. başka arayışlardaydım sanki...
    arkadaşlara biraz dolaşmak istediğimi söyleyerek kulüpten tek başıma çıktım. tony's'den ayrılıp sola doğru yürümeye başladım, aşağı yukarı 50 metre yürüdükten sonra bir çeşit game center gibi bir işletme gözüme takıldı. walking street'teki tüm işyerleri kulüpler tıklım tıklım doluyken, burası bomboştu. sinek avlıyordu adeta.
    bir süre mekanı dışarıdan seyrettim. bir oyun bankosunun başında tek parça göğüs dekolteli mini elbisesiyle oturan esmer güzeli çarptı gözüme.
    hafif makyajı ile fevkalade bir güzellik arzetmesine rağmen, o bomboş, sinek avlayan dükkanda kendine ayrılan bankoda yalnız başına oturuyordu.

    bir solukta oturduğu bankoya yanaştım. onunla oyun oynamak istediğimi söyledim.
    krupiyerliğini yaptığı oyun taşları düzenli yerleştirme usulüne göre kurgulanmış bir zeka oyunuydu. ben o'na bakmaktan kendimi alamıyorken, o her seferinde beni mağlup etti ve işletmeye kazandırdı.

    tüm utanmazlığımı toplayarak, buradan ne zaman çıkacağını, kendisini çok beğendiğimi ve birlikte olmak istediğimi söyledim.(taylandda bu gayet normal, peynir ekmek ister gibi isteyebilirsiniz, sıkıntı yok) başlarda tereddüt etse de bir iki ısraım sonrası kabul etti. gece mesaisi bitene kadar ben de yanında kaldım. sonra birlikte çıktık mekandan.

    çıktığımızda saat sabaha karşı 3'ü gösteriyordu. birlikte walking'deki bir başka gece kulübüne geçtik. beni heyecanlandırıyor, aklımı başımdan alıyordu masum güzelliği.
    o'nun diğerlerinden farklı olduğu, bir orospu olmadığı her halinden belliydi. sabahın ilk ışıklarında zor zahmet kendimizi otele attık.

    bana bambaşka birşey yapmıştı suannah.
    o'nunla yaşadığım sevişmelerden farklı bir haz aldım. sanırım aşık oluyordum...üstelik bu aşk beni heyecanlandırıyordu.
    nasıl heyecanlanmayayım ki? ülkemden binlerce kilometre uzakta, tam da arzularımı kabartan bir kadınla birlikteydim. onunla geçen her dakikadan müthiş zevk alıyordum...

    kalan 5 günümü suannah ile geçirmeye karar verdim.
    nereye gitsek birlikte gidiyorduk.

    bir motosiklet kiralayarak harika günler geçirdik.
    ben, suannah, pattaya ve harkulade doğal güzellikler ve minik aşkımız.

    tabi gruptan iyice kopmuştum. sabah erkenden kalkıyor, suannah ile gezmeye çıkıyor, gece 2-3 sularında otele dönüyorduk. arkadaşlar beni kınıyordu, bu davranışımın etik olmadığını söyleyerek benimle taşak geçiyorlardı.

    derken, ayrılık vakti gelmişti.
    suannah son gece yatağımızda ağlıyordu. "beni de götür" dedi. ama bunun imkansız olduğunu kendi de biliyordu. son gün artık otelden ayrılırken, benimle birlikte bangkok'a gelmek istediğini ve havaalanına kadar gelerek beni uğurlamak istediğini söyledi.

    çok hoşuma gitmişti bu teklif.
    kısa tatil aşkımla bangkok'ta bir gece daha...

    uzun sürsün istiyordum, hiç bitmesin...o gece bangkok'u gezdik, el ele, dudak dudağa. bir anımızı bile boş geçirmiyor, nefes almadığımız her an öpüşüyor, birbirimize sarılmaktan hiç vazgeçmiyorduk.
    bambaşka birşeydi bu. aşk...bu kadar yoğun, bu kadar tutkulu...bir o kadar da sınırlı.

    ertesi sabah uçağa saatler kala bana "seni bir yere götürmek istiyorum" dedi. çok uzun sürmeyecek bir ziyaret yapacaktık. benimle altın buda tapınağına gitmek ve dua etmek istiyordu. düşünmeden kabul ettim.
    birlikte tapınağa gittik, o ne yaptıysa, hangi ritüeli uyguladıysa ben de aynısını yaptım. çok hoşuna gitmişti. tapınaktan çıkarken merdivenler boyunca dizili 150 tane çanı çaldım.
    her çaldığım çan suannah'tan bir adım daha koparıyordu beni adeta. ama her çaldığım çanda bangkok o'na olan aşkıma ve tutkuma bir kez daha tanık oluyordu...

    havaalanında ondan bir daha görmemek üzre ayrılacaktım.
    hıçkıra hıçkıra ağlaması yüreğimi parçalamıştı. birazdan aramıza kilometreler girecek, suannah ile beni ebediyyen ayıracaktı.

    o'na son kez sarıldım, son kez öptüm.
    bağıra bağıra ağlamak, o'na olan aşkımı haykırmak istiyor, ama gruptaki arkadaşların benimle taşak gececeğinden korkarak duygularımı dışa yansıtamıyordum...
    birkaç dakika süren bu vedalaşmanın ardından son kez baktım ona. sürekli ağlıyordu. hayatımın en kötü anlarından biriydi o an yaşadığım. dönüp dönüp arkama bakmaktan boynum ağrımıştı ve bir süre sonra pasaport kontrolü ve ondan tamamen ayrılış bölgesine gelmiştim. artık o'nu göremiyor ama tüm yoğunluğuyla o'nu hissediyordum.

    uçağa biner binmez gözlerimi kapadım. sadece 2 defa uyandım, bir çırpıda gelmiştik istanbul'a...
    birkaç gün evden çıkmadım. sürekli mailime bakıyor, suannah'tan gelecek maili bekliyordum. dönüşümün 3. günü mailboxımın gelen kutusunda rastladım o'nun mailine. duygularını anlatıyor, beni özlediğini yazıyordu...bir de telefon numarası göndermişti bana. numaraları nasıl tuşladığımı, telefonu nasıl çevirdiğimi hatırlamıyorum.

    o'nun sesini duymak bile kendime getirmişti beni.
    lakin bu da uzun sürmedi. birkaç ay telefonla görüştük, 1000 tl, 750 tl'lik telefon faturalarına aldırmıyordum bile.
    ama bir süre sonra artık ulaşamamaya başladım ona. telefonunu kaybetmiş, ya da satmak zorunda kalmıştı. para göndermek istedim, kabul etmedi. belki telefonunu sattığı gibi bedenini de satıyordu. belki bir türk'e, belki bir arap'a, belki de iranlının birine...
    birkaç zaman sonra mail de alamamaya başladım artık.
    her ne olursa olsun hayat devam ediyordu. benim de hayatıma başkaları girmeye başlamıştı. işin gerçeği, suannah'tan derin izler yoktu artık gönlümde...

    ama ne olursa olsun, yıllar geçse bile hala o'nu hatırlıyor, özlemle anıyorum.

    mailim hala aynı. ama o nerede ve ne yapıyor kim bilir?
    5 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük