devletin dini olmaz. devlet soyut bir varlıktır. insanlar laik olmaz insanlar devletlerinin laik olmasını ister. laiklik dinsizlik değildir.tüm inançlar karşısında tarafsız olmak demektir.
türkiyede tahminen %95'tir müslüman oranı.5 kadarı hristiyan,musevi, ateist,deist ve diğer inançlardandır. % 95'lik müslüman çoğunluğun % 80 kadarı sünnidir.15 kadarı alevi. bu 15'in az birazı caferidir. sünnilerin içinde de az biraz şafi vardır.geri kalanı hanefidir.
devlet mümkün olduğunca çok sayıda yurttaşı kapsamak zorundadır. eğer 95'i müslüman diye dini olsun o da islam olsun isteniyorsa şu soru akıllara gelir; mezhebi ne olacak? bu soru kaçınılmazdır akıllara gelir cevabı da verilmek zorundadır.zira devletin dini islamdır dedin mi o lafta kalmayacak kuralını kanununu da o dine göre oluşturacaksın.bunu yapmaya kalkıştın mı da mezhepler devreye girecek.ama o da yetmeyecek. zira örneğin sünninin allahın emri dediğine bir başka sünni hurafe diyor.yani aynı din aynı mezhep de bir anlam ifade etmeyebilecek.
o nedenle de inanç grupları arasında bir güç mücadelesi başlayacak.kim devlet gücüne hakim olursa o inancını diğerlerine dayatacak.
üstelik çok zaman kelle hesabı da geçerli olmuyor bu işlerde. yani devlet gücünü ele geçirenler bazen küçücük bir azınlık dahi olabiliyor haliyle onların inancı devletin inancı haline gelebiliyor.
örneğin arnavutluk. 65'den 91'e kadar 26 sene boyunca arnavutluk'un resmi inancı ateizmdi. enver hoxha denen diktatör ve şürekası ateist olduklarından 26 sene boyunca tüm dinler inançlar yasaktı tek inanç ateizm'di. tüm camiler kiliseler kapatılmıştı. arnavutluk'un %70'e yakını müslüman %30'a yakını da hristiyandı. ateist oranı toplasan %3'ü 5'i geçmezdi.ama devlet onların kontrolündeydi.
dolayısıyla ha devletin inancı islam olmuş ha ateizm ha hristiyanlık olmuş ha budizm hiç farketmez.bunun sonu güç mücadelesidir devlet üzerinde.
belirttiğim üzere aynı dine hatta aynı mezhebe mansup insanlarda dahi farklı görüşler, dini ritüeller olabiliyor.haliyle bu bölmekten başka bir sonuç çıkarmaz.halbuki devlet tüm vatandaşlarındır. devlet hakemdir.taraf tutamaz. inançlar noktasında da taraf tutamaz.o yüzden din ve devlet işleri ayrılmak zorundadır, o yüzden devlet kuralını kanunu koyarken hiçbir inançtan referans almamak zorunddır.kuralını kanununu koyarken asgari müşterekten başka bir yol seçemez.aksi halde çatışma başlar, devlete kim sahip olursa inancı da dahil olmak üzere dilediğini başkalarına dayatır. bu yüzden laiklik demokrasinin olmazsa olmaz parçalarından biridir.